BIY AD

28 Ocak 2010 Perşembe

27 Ocak'tan Notlar

Hawks-Spurs:
Popovich, Atlanta’nın atletik uzunlarına karşı maça Blair yerine McDyess’la başladı. McDyess da Al Horford ve Josh Smith’le karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda sabırlı olarak iyi savunma yapmayı başardı. Yine de fazlasını yapmasına ihtiyaçları yokmuş çünkü Atlanta takım olarak uyuyordu ilk yarıda. İstatistikle açıklamak gerekirse, maçın ilk çeyreğinde Spurs’ün 18 sayısı hızlı hücumlardan gelmişti fakat Hawks’un sadece 2 top kaybı vardı. Manu, Parker ve Hill bu hızlı hücumlarda çok iyi iş çıkardılar. Atlanta oyuncuları içeriyi de hiç savunamadılar, Duncan pota altında bekleyip her ribaundu aldı, almakla kalmayıp boş Spurs oyuncularına güzel toplar indirdi içeriden. İlk çeyrekte 9 ribaundu vardı yanılmıyorsam. Ben duraklar diye düşündüm ama kariyer rekoru kırdı kendisi 26 ile maç sonunda.

İkinci çeyrekte zaten uyuyan Atlanta’lılar savunmayı iyice takmamaya başladı. Spurs, çoğu hücumda top dolaştırmadan boş adamı bulabiliyordu. Atlanta hücumunda ise Joe Johnson, Hill ve Bogans’ın iyi savunmalarına rağmen zor pozisyonlarda üst üste sayı bulmayı başarsa da ona Crawford ve biraz da Josh Smith dışında kimse yardım etmeyince ilk yarı 44-66 Spurs üstünlüğüyle kapandı.

İkinci yarıya Spurs biraz daha yavaş başladı; boş şutların çoğu girmedi ve içeriden skor üretmeye yöneldiler. Fakat Atlanta’da yine Joe Johnson ve Crawford dışında skor üreten kimse yoktu. Savunmanın gözü Joe Johnson’ın üzerinde olmasına rağmen Bibby ve Horford hiç katkı veremedi takımına. Üçüncü çeyreğin sonuna doğru iyi bir oyun çıkaran Tony Parker, bileğini burkarak oyundan çıkmak zorunda kaldı. Spurs bu dakikadan sonra skor üretmede zorlanmaya başladı, Crawford ve Johnson’dan da üst üste sayılar gelmeye başlayınca Atlanta son çeyreğe girerken farkı az da olsa kapatmayı başarmıştı.

Son çeyrekte iki takım da kısır bir döneme girdiler. Hatta bitime daha 10 dakika civarı bir süre varken Crawford iki hücum üst üste orta mesafeli isabetler bulunca fark 9’a kadar indi. Popovich’in aldığı molanın ardından McDyess oyuna dahil oldu ve takımlar kaçırmaya devam ederken o iki hücum üst üste sayı bularak tekrar 13 sayıya çıkardı farkı. Bu dakikadan sonra da Duncan’ın üst üste aldığı ribaundlar dışında ilginç bir şey olmayınca, maç 90-105 Spurs üstünlüğüyle bitti. Gelmiş geçmiş 2 uzun forvetten biri olarak anılan Duncan, kariyeri boyunca 1 maç bile kaybetmemiş Hawks'a karşı.

Başımıza taş yağacak:
New Jeysey Nets maç kazandı. Üçüncü çeyreğin başlarına bakabilme şansım oldu, Nets önde olsa bile bu maçı vermeyi başarır diyordum çünkü Clippers gittikçe yaklaşıyordu. Fakat Nets 32 sayı attığı son çeyrek sonunda maçı 87-103 kazanmayı başarmış. Clippers'da Camby'nin sakatlanıp sadece 7 dakika oynamasının da etkisi olmuştur bu galibiyette. Ama tabii Harris-Lee oynamazken, Nets'e yenilmek büyük beceri ister. Bu bakımdan Clippers'ın asla bahanesi olamaz. Özellikle de 2/10 ile şut atan ve sadece 4 asistte kalan Baron Davis bu mağlubiyette sorumlu diyebiliriz.

Günün hayvan performansları:
Chris Paul karşısında Warriors'ı görünce, coşmaktan kendini alıkoyamamış. Yaklaşık %75 saha içi isabetiyle 38 sayı, 9 asist üretmiş. Efektifmiş biraz yani... 6 ribaundu var ve 3 de top çalmış. 7 top kaybının olması, Warriors'ı tek başına devirdiği gerçeğini değiştirmiyor. Takım halinde 27/29 serbest atış atmaları da (Paul 9/9) elbette yardımcı olmuş.

Kobe, Indiana deplasmanında müthiş bir ilk çeyrek geçirdiği maçı 15’te 10’la 29 sayıyla tamamlamış. Yanında 9 ribaundu 7 asisti var. İlk yarıda Lakers’ı taşıyan bir diğer isim olan Bynum da maçı 27 sayı 12 ribaundla tamamlamış. Gasol’le birlikte Indiana’ya fazla gelmişler, İspanyol oyuncunun da 21 sayı 13 ribaundu var. Maçı yakın gitse de son çeyrekte Lakers savunmasıyla farklı kazanmayı başarmış.

Chris Bosh Miami’ye karşı 24 sayı ve 18 ribaundla oynamış. 4 de asisti var. Bargnani’yle birlikte 3. çeyrekte maçı Raptors lehine çevirip kazandırmışlar. Bargnani’nin de 19’da 13’le 27 sayısı var ve bu kadar sayı attığı bir gecede ilginç şekilde sadece bir üçlük isabeti bulmuş.

Duncan kariyerinin 13. senesinde tam 27 ribaund alarak kariyer rekorunu geliştirdi. 10 ribaundu da hücumda geldi ayrıca. 20’de 5’le kötü bir şut yüzdesi var ama kaçırdığı 4-5 tanesi tipledikleridir herhalde. 11 serbest atışının tümünü sayıya çevirmesiyle toplamda 20 sayı atmayı da başardı.

Detroit’i bitiren Memphis uzunları olmuş. Marc Gasol’ün 13’te 8’le 25 sayısı var ve kullandığı 10 serbest atışın sadece birini kaçırmış. 12 ribaundu ve 4 asisti var ayrıca. Ben maça baktığımda Detroit başa baş götürmeyi beceriyordu son çeyrekte ama Gasol maçın son iki dakikasında 8 sayı atarak galibiyeti getirmiş takımına. Zach Randolph da 24 sayı 13 ribaund 2 blokla oynamış.

Derrick Rose sezonun en iyi ayını geçirmeye devam ediyor; Ocak'taki ortalamarı 23.3 sayı ve 6.5 asist. Bu gece de Thunder’a karşı 26 sayı 7 asistle oynamış ve takımını üst üste aldığı 4. galibiyete taşımış. Ayrıca bu 4 galibiyetin hepsi batıda %50’nin üstündeki takımlara karşı. Rose'a ek olarak maçta çaylak Taj Gibson 15 ribaundla kariyer rekorunu geliştirmiş.

Boşa kürek çekenler:
Wade’in 13/25’le 35 sayı 10 asisti var. Miami maça iyi başlamış ama ikinci yarıda Toronto daha iyi oynayarak maçı kazanmış. Beasley’nin ilk çeyrekte sakatlanmasının da etkisi olsa gerek. İkinci çeyrekte bir dizlik takarak dönmüş oyuna ama maçın son 2 çeyreğinde dakika almamış.

Kevin Love kenardan gelerek 16’da 8’le 20 sayı ve 10 ribaundla oynamış. Son zamanlarda Minnesota’da iyi giden tek şey belki de Corey Brewer: 22 sayıyla yardımcı olmuş Love'a ama Cleveland’ı deplasmanda yenmeleri çok büyük sürpriz olurdu, bu gerçekleşmemiş haliyle.

Durant, Chicago karşısında 19’da 7’yle 28 sayı 11 ribaund 5 asist 2 top çalma 3 blokla yine takımı için elinden geleni yapmış. Bu üst üste 25+ attığı 19. maç. Ayrıca maçta 19’da 9’la Jeff Green’in de 24 sayısı var ama bunların sadece 6’sını ikinci yarıda atabilmiş.

Elton Brand Bucks’a karşı 26 sayı 10 ribaundla sezonun en iyi maçlarından birini çıkarmış fakat maçın sonlarında Jennings’in basketiyle iki sayı geriye düştükten sonra içeriden uygun pozisyonu bitiremeyip maçı eşitlemeyi başaramamış ve kaybetmişler Milwakuee deplasmanında.

LaMarcus Aldridge Utah’a karşı 25 sayı 9 ribaundla oynamış ama Roy’un yokluğunda Andre Miller’dan da istedikleri katkıyı alamayınca kazanmak hayal olmuş. İkinci maçına çıkan Batum’un da kenardan 9’da 7’yle 16 sayı 4 ribaundluk bir çabası var.

Joe Johnson ve Jamal Crawford, yazıda da belirttiğim gibi Atlanta adına en azından hücumda ayakta kalan tek isimlerdi. Joe Johnson’ın 26’da 15’le 31 sayı 4 ribaund 2 asisti var. Crawford da zaman zaman patlama yaparak üst üste sayılar bulmayı başardı ama diğer oyuncular kazanmaya gelmediği için pek bir farkı olmadı. Onun da 19’da 10’la 25 sayısı var.

Bir de maçta hiç fark edememiştim ama Josh Smith’in tam 7 asisti varmış 16 ribaundunun yanında. 4-5 tane olduğunu tahmin etmiştim de boxscore’da 7’yi görünce şaşırdım biraz.

Günün X-faktörleri:
Dallas’tan New Jersey’e takas edilen Kris Humphries, aradığı takımı bulmuş. Kenardan 14’te 10’la tam 25 sayısı var, kariyer rekoru. Ayrıca 8 de ribaund alarak Nets’in dördüncü galibiyetini almasına büyük katkıda bulunmuş.

Sezon başının kayıp isimlerinden Odom, son haftalarda olduğu gibi görevini yapmaya devam etmiş. 12 sayı 14 ribaundu var. Zaten takım olarak Indiana’dan 20 fazla ribaund almış Lakers.

J.J. Hickson, ara sıra gördüğümüz gibi Lebron ve arkadaşları tarafından çok iyi yerlerde top almış ve 10’da 8’le 22 sayı atarak kariyer rekorunu kırmış, 8 de ribaundu var. 7-7 serbest atışı taktire şayan. LeBron'un da 12 sayıda kalması ilginç bir detay, tabii 11 asisti var o ayrı.

Son günlerde Nuggets’la arası epey bozuktu J.R. Smith’in. Dün gece iki taraf da biraz mutlu olmuştur sanırım. 38 dakika süre almış JR ve Houston potasına 16’de 7’yle 22 sayı bırakmış.

Utah’da geçen sene verdiği katkıyı şu ana kadar pek veremeyen iki isim, Paul Millsap ve Kyle Korver erken farka giden maçın kenardan parlayan isimleri olmuş. Millsap’in 6/9 ile 15 sayısı 12 ribaundu var. Korver da 18 dakikada 7’de 5’le 16 sayı atmış.

Bizimkiler
Hidayet ilk çeyrekte üç pozisyonunda isabet bulamayınca şut çekmeyi bırakmaya karar vermiş. Her fırsatta kendine güvendiğinden bahsediyor ama Allstar haftasından sonra da şutunu düzeltmezse Toronto’nun sabrı hepten taşacak. Bu maçta da toplam 5’te 1’le şut atarak 6 sayı bulabilmiş, 4 ribaundu 3 asisti var.

Ersan yine kenardan 20 dakika alabildiği maçta bu sefer yüzdeli şut atarak takımının kazanmasında büyük rol oynamış. 8’de 7’yle 15 sayısı 6 ribaundu var. Kendisini izleyemediğim için nasıl oynadığını bilmiyorum ama sadece tek üçlük kullanmış olması dikkat çekiyor.

10 FARKLI FIKIR:

Adsız dedi ki...

hidayet'in son 5 maç ortalaması %25 şut yüzdesiyle 7.4 sayı, 4 rebound, 4 asist. yakındır isyan etmesi taraftarın. toronto maçlarına bakarken korkuyorum artık, hidayet gene nasıl çuvalladı diye.

hasan dedi ki...

Hedo kötü sut atıyor bir yana... Son maclarda top kaynıza arttı. Hele bay son çeyrek olayı bitiyor giderek. Ama ne olursa olsun hedoyu seviyorum. Memonunda ersaninda macı oluyor ama nedense sürekli hedoyu izliyorum. Seviyorum. Dünkü macta bı ara wade ile baya gümüştü hoşuma gidiyor. Kobe ye blogu son Sn 3 lukleri hele gecen günkü DeRoozana asisti... Bizim su anda tartışmasız em büyük oyuncumuzdur kendisi. İnaniyorum ki duzelecektir. İyiki varsin hedo

PIERREMANU dedi ki...

Baron Davis de keyfi gelince oynayan, gelmeyince de yan gelip yatan karakter fukarası adamlar arasına çoktan girdi sanırım.

sabonis dedi ki...

baron davis'i eklemeyi unutmuşum. baron davis uzun süredir o modda bu arada evet

hedo ise ne zaman düzelecek bilmiyorum, hiç öyle bir sinyal alamadık şu güne kadar.

Adsız dedi ki...

Blogunuzu uzun süreden beri takip ediyorum ve dikkatimi çeken bir şeyi paylaşmak istedim sizinle. Maç yazılarınız giderek uzamaya başladı ve başlarda severek takip eden beni bi bakıma yormaya başladı yazılarınız. Naçizane fikrim günün hayvan performansları ve baltalayanlar kısmındaki seçimlerinizi daha ince bir elekten geçirmeniz.. Örnek vermek gerekirse başlarda 29 sayı 20 ribauntluk bir performans "hayvan" olarak nitelendirilirken şimdi her maç gördüğümüz 21 sayı 9 ribauntluk performans da bu kategoriye girmiş durumda. Bu seçiminiz daha çok kişiyi seçmenize ve haliyle yazının uzamasına ve biz okurları yormaya başladı (tabi kendimden bahsediyorum diğer takipçiler memnunsa tabiki öle olsun). X-faktörler bile başlarda bir tane çıkarken birkaç maçtan şimdi 4-5 tane seçer oldunuz. Bu konudaki fikrimi söylemek istedim sadece. Tabi her maç hakkında yorum yapmanız güzel daha fazla oyuncuya değinmeniz de güzel olabilir ama fazlasının da okurları yorabileceğini göz önünde bulundurmak lazım bence. Sonuçta basketbolda verdiğiniz bilgilerin çoğu istatiki veriler olduğu için bir yerden sonra okur rakamm bombardımanına tutulmuş gibi oluyor. Size yazılarınız uzun olmaya başladı derken ben de uzattım galiba:) Sonuçta inşallah anlatabilmişimdir kafamdakileri. İnşallah yanlış anlamazsınız beni.. Bol basketbollu ve güzel günler dilerim.

...S.f.R... dedi ki...

Hidayet' in bu oyunu inanılır gibi değil izlerken Hidayet mi bu diye insan kendine sormadan edemiyor. Dün 5 te 1 le oynadı o 1 isabette Hedo' nun şutuna O'neal ın blogu inişe geçtiği kararı çıktığı için basket kararı verdiler o bile isabetli bir atış değildi. Umarım toplar kendini biran önce.

Adsız dedi ki...

son adsıza katılıyorum.Ayrıca 27 reb nedir ya sakin ol aslanım duncanım

Onur dedi ki...

maç sayısı fazlayken yazının uzun olması da doğal bişey.

sabonis dedi ki...

arkadaşlar yazıların uzun olmasıyla alakalı diyeceklerim şunlar: öncelikle haklılık payınız var, biraz ekstra uzun oluyor. Ama 10 ve yukarısında maç olduğu zaman yazının uzun olması kadar da doğal birşey yok.

Buna ek olarak maç notlarında vakitsizliğimden dolayı bana yardımcı olan bir arkadaş var artık. Dikkatli olanlar farketmişlerdir yaklaşık son 10 gündür, maç notlarının altında dan dirik yazıyor sabonis yerine. Henüz alışma sürecinde, yazdıklarını ben okuyup editliyorum, eklemeler, çıkarmalar yapıyorum, öyle yayınlıyoruz. Bir süre sonra tamamen kendisi yazmaya başladığında duyuracaktık ama şimdi bu yorumu okuyanlar da öğrenmiş olsunlar. Kendisi biraz mükemmeliyetçi, her maçtan bahsedeyim derken bazı ekstra detayları yazabiliyor. Bence her maça değinilmesi güzel birşey gerçi ama bazı kişilere uzun gelebilir. Kendisi bu yorumları okudu, gerekli düzenlemeleri yapacak.

Kısacası bir 15-20 gün içinde herhalde daha oturmuş Notlar okuyacaksınız. Eleştiriler için de teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Asıl ben teşekkür ederim düşüncelerime böyle pozitif yaklaştığınız için. Aranıza yeni katılan arkadaşa da hoşgeldin ve hayırlı olsun diyelim bu vasıtayla o zaman. E tabi bi de kolay gelsin:)