BIY AD

3 Nisan 2010 Cumartesi

2 Nisan'dan Notlar

Günün Hayvan Performansları
Manu Ginobili, çoğu büyük maçta olduğu gibi, dün gece de Orlando maçında takımını omuzlarında taşıdı. Tecrübe böyle bir şey olmalı herhalde. Takımının kritik zamanlardaki her maçında yaptığı şekilde bu maçta da daha maça başından ağırlığını koydu. Orlando’nun bir gece önce Dallas maçından yorgun ayrıldığını unutmamak lazım tabi;ama yine de büyük önem teşkil eden bir maçtı. 25’te 13 ile (14/17 serbest atış) 43 sayı, 6 ribaund, 5 asist ve 1 top çalmalık bu performansa da şapka çıkarılır zaten. Maç içinde Popovich oyundan atıldı, Duncan (biraz da hakemlerin katkısıyla) erken faul problemine girdi; yine de takım olarak dirayeti kaybetmeden maçı aldılar. Duncan’ın 12’de 10’la 23 sayı,8 ribaundluk performansını da unutmayalım. O da her gün daha gençleşiyor sanki.


Gecenin en merak edilen maçlarından biriydi Milwaukee-Bobcats maçı. Doğu 6. olmak için savaşan iki ekip arasındaki enfes maçı Bobcats alarak aradaki galibiyet farkını 1’e indirdi. Maçta ise Salmons-Jackson düellosunu kazanan Stephen Jackson oldu. Yıldız oyuncu oyun içinde sağ baldırından sakatlanmasına rağmen, 28’ de 11’le (4/6 üçlük) 32 sayı bularak 87-86 biten maçta takımını galibiyete taşıdı. Yanında da 5 ribaund, 3 blok ve 1 top çalması performansını süsledi. Gerçi yaptığı 6 top kaybı da azımsanmayacak ölçüde değil; ama önemli maçta maça ağırlığını koyarak ve inisiyatif kullanarak galibiyeti getirdiği için pek bir önemi kalmıyor yaptığı top kayıplarının. İlginç bir detay olarak da maçta Bobcats’in takım olarak yaptığı toplam 12 bloğun hepsinin ilk beşten gelmesi şaşırtıcı kaçtı. Wallace 2, Diaw 4, Jackson 3, Ratliff 1 ve Felton 2 blokla oynadı dün gece. Özellikle de ilk periyotta pota altını korumaya aldılar Bobcatsli oyuncular bloklarıyla. Şu anda Doğu’da altıncılık için büyük bir savaş başladı. Bakalım Boston veya Atlanta’yla oynamayı kim elde edebilecek bu iki takımdan.

Kevin Martin’den omuz problemi, Ariza’dan soğuk algınlığı nedeniyle yararlanamayan Houston’a Boston karşısında, hele bir de Garden’ da hiç şans vermeyenlerdendim ben de; ama Houston mükemmel takım oyunuyla beni çok şaşırttı. Brooks,Scola ve Budinger üçlüsüyle birlikte bu çekişmeli maçı kazanmayı başardılar. Brooks’un 10/17 (4/6 üç sayı) isabet oranıyla 30 sayı, 9 asist ve 3top çalmalık performansı başta olmak üzere, Scola’nın 24 sayı,11 ribaund ve 4 asistlik çabasıyla ve Budinger’ın sürpriz performansıyla bu önemli maçtan galip ayrıldılar; ama özellikle Boston’ın 13’te 4 gibi kötü bir yüzdeyle üçlük attığı gecede, onların 18’de 12 atması maçı onlara getiren en önemli etken oldu. Ray Allen’ın da erken faul problemine girmesiyle hiç verimli bir dış atış performansı alamadı Boston Celtics. Unutmadan Budinger’ın performansını da “Günün X Faktörü” kısmında okuyabilirsiniz.


Suns’ın art arda 10. galibiyet ve Detroit’in ise art arda 10. mağlubiyetini elde ettiği maçta Amar’e Stoudemire 15’te 13 gibi yüksek bir yüzdeyle 29 sayı, 6 ribaund, 2 asist ve 1 blokluk bir performans sunmuş The Palace’daki seyircilere. Çok da zorlanmadan bir galibiyet daha alarak kızışan Playoff savaşında sessiz sedasız alttan alttan ilerlemişler yukarılara doğru. Takım olarak 29’da 15 gibi uçuk bir oranla üçlük atarlarken karşı taraftan gelen 11’de 2 lik üçlük isabeti zaten maçı baştan bitirmiş.


Heat, Wade’in önderliğinde peş peşe 8. galibiyetini alarak sezon rekorunu kırmış Pacers’a karşı. Wade uzatmada 3 şutunda da (2/2 üçlük) isabet bulunca maçı biraz zorlansalar da kazanabilmişler. Uzatmadaki 16 sayının 8’ini atarak gecede ışıkları söndüren Miami’nin süper yıldızı, toplamda 22’de 14 ile 43 sayı, 9 ribaund, 6 asist, 3 top çalma ve 3 blokluk nefis bir performans sunmuş. Kısacası Heat, kazanılması gereken bir maçı birazcık zora soksa da, liderlerinin önderliğinde kazanmış.

Gecenin bir diğer mesaj maçında Cavaliers, Hawks’ı 93-88 yenerek, seriyi süpürme yönünde büyük bir adım atmış. Malumuz bu sezon üç maçı da kazandılar ve takım olarak ters geliyorlar Atlanta takımına. Dün de LeBron James ve Mo Williams, takımlarının sezonda 60. galibiyetine ulaşmasına ön ayak olmuşlar performaslarıyla. LeBron 20’de 11 ile 27 sayı, 13 ribaund, 6 asist ve 2 top çalmayla mücadele ederken, Mo Williams ise 14’te 7 ile 24 sayı, 4 ribaund, 2 asist, 1 top çalma ve karier rekoru olan 4 blokluk performansıyla takımlarını sırtlamışlar. Cleveland takımıda böylelikle NBA tarihinin peş peşe iki sezonda 60. galibiyete ulaşan 18. takımı oldu.

Chicago Bulls, Loul Deng’in 11 maç aradan sonra takımına döndüğü maçta Wizards’ı 95-87 yenmeyi başarmış. Takımda öne çıkan isim yine Derrick Rose olmuş 24 sayı,5 asist ve 4 ribaundluk performansıyla. Yıldız oyuncu belindeki ve el bileğindeki sakatlığa rağmen yine bu katkıyı verebilmiş takımına büyük alkışı hak ediyor doğrusu. Özellikle son çeytekte takım olarak yaptıkları mükemmel savunmayla Wizards’ı 16 şutta 2 isabet bulmaya zorlamışlar. Rahat bir galibiyet alarak, Toronto’nun yakasına yapışmışlar kısacasa. Bu iki takımda Cleveland’ı geçemeyecek muhtemelen; ama bu yarışın böyle önemsenmesi harika. Deng ise uzun aradan sonra 8’de 6 ile 14 sayı ve 6 ribaundluk performansıyla sakatlığının etkilerini atlattığını göstermiş bizlere.

Dün gece aldığımız flaş haberle Kobe’nin üç senelik kontrat yaptığını öğrendik. Sene başında da Gasol’le yapmışlardı. Böylece Mitch Kupchak da sezon başındaki amacına ulaşmış oldu iki yıldızıyla sözleşme yenileyerek. Bu haberle maça çıkan Los Angeles Lakers Utah’ı, Odom’dan gelen ekstra performansla mağlup etmeyi başarmış. Yıldız oyuncu 14’te 11 ile attığı (3/4 üç sayı) maçta toplamda 26 sayı, 10 ribaund, 3 asist ve 1 blokla oynamış. Şu ligde Utah’a en ters takım hangisi derseniz direk “Los Angeles Lakers” derim. Özellikle iki numarada büyük eşleşme sorunu yaşıyorlar Lakers’la. Hani derseniz ki Kobe çok mu iyi oynamış, hayır pek iyi oynamamış; ama artık sendrom oluşmuş galiba Utah’ta. Gasol’un hakkını yememk lazım, 1 asistle triple doble’ı kaçırmış. Bir uzun için çok ekstra bir performans gelmiş Gasol’den. 14 sayı, 16 ribaund, 9 asist, 1 top çalma ve 1 blok. Bir takım uzunundan başka ne ister ki?


Boşa Kürek Çekenler
David Lee olsam ben oturur ağlardım herhalde “Takıma bak! Benden gelen bu kocaman triple-double’a rağmen Golden State’e yeniliyoruz” diye. Böyle bir performansa rağmen kaybediyorlarsa o maçı New York’ta çoktan olay bitmiştir zaten. 24’te 14 ile 37 sayı, 20 ribaund, 10 asist ve 1 blok. Hala inanamıyorum New York’un yenilmeyi nasıl başardığına. Hani karşınızdaki takımda takım olsa neyse. Golden State yani. Yenmeyeni dövüyorlar zaten. Her ne olursa olsun; kabul edelim ki Lee’den gelen performans süper. Umarım bu takımda pek geleceği olmaz da seneye Oklahoma’da falan görebiliriz kendisini. Lee’nin yanı sıra Gallinari’nin 29 sayı, 8 ribaund ve 8 asistlik performansı da boşa gitmiş arada. Lee ve Gallinari karşılıklı oynamışlar herhalde.

Troy Murphy, takımının Heat’e kaybettiği gecede elinden ne geliyorsa yapmış; ama yine de maçı çevirememiş. %50 isabetle üçlük (3/6) bile atmış yani. Toplamda 17’de 12 ile 29 sayı, 15 ribaund, 2 asist ve 1 top .almalık performans, uzatmada Wade’in şovuyla hiçbir işe yaramamış. Sahneyi sessiz sedasız terk etmişler çekişmeli gecede.

John Salmons, Stephen Jackson’la düellosundan mağlup ayrılan taraf oldu Milwaukee-Bobcats karşılaşmasında. Yapması gereken her şeyi yaptı; ama maçı uzatma sonunda kaybettiler. Yıldız oyuncu 22’de 12 isabetle 28 sayı, 5ribaund, 5 asist, 2 top çalma ve 1 blokluk güzel bir performans sundu bizlere; ama Charlotte takım olarak daha inatçı çıktı. Bu arada Bogut’un katkılarını da yemeyelim. Maç başında kötü atmasına rağmen sonra iyi toparladı ve 16’da 8 ile 19 sayı, 12 ribaund ve 7 blokluk ekstra bir performans sundu bizlere. Özellikle blok katkısı yadsınamayacak seviyede. Arada bir galibiyet farkının kalması da her ne kadar Bucks için ürkütücü bir durum olsa da bence oralara renk getirdi bu sonuç.


Rajon Rondo, dün geceki Houston maçıyla bir sezonda 724 asist yapan ilk Celticsli olarqak Bob Cousy’nin bu alandaki 715 asistlik rekorunu geride bıraktı dün gece; ama yine de Houston’a kafa tutamadılar kendi evlerinde. Rondo 18’de 10’la 23 sayı, 10 asist, 5 ribaund ve 5 top çalmalık harika bir performans sundu ve hatta Pierce da aynı şekilde 14’te 9 ile 27 sayı, 4 ribaund, 2 asist ve 1 top çalmalık çabasıyla ona eşlik etti; fakat yine de iki önemli yıldızından yoksun Rockets’ı deviremediler. Bu aralar iyi gidiyorlardı; ama iki Teksas ekibinden gelen iki mağlubiyetten sonra biraz sallanmaya başladılar gibi.

Andray Blatche, takımının Chicago’ya mağlup olduğu gecede 20’de 7 gibi pek iyi olmayan bir oranla 18 sayı bulsa da çektiği 7 hücum ribaundu ( toplamda 13), 7 asist ve 2 top çalması boşa gitmiş oldu. Wizards böylece iki gece önce Hornets’a karşı aldığı sürpriz galibiyetle mağlubiyet serisini kırmıştı; ama şimdi de evinde 9 maçtır galip gelemeyerek 1966’dan sonra bir rekor daha kırdı bu alanda. Wizards 17 Aralık 1966 ve 8 Ocak 1967 tarihleri arasında evinde yaptığı 8 maçta galibiyet yüzü görememişti; fakat artık o rekorda tarih oldu.

Utah’ta Boozer bu sezon sıkça alıştığımız dev double-double’larından birine daha imza atmış dün gece; ama olmamış. 16’da 8 ile 20 sayı ve 18 ribaundluk performans hak ettiği yere ulaşmamış ne yazık ki dün gece Lakers karşısında.

Günün X Faktörü
Chase Budinger, takımının Boston’ı mağlup ettiği maçta 8’de 6 gibi heyecan verici bir üçlük oranıyla maçı takımına getiren ekstra isim oldu. Özellikle uzatmada çok verimli oynadı çaylak oyuncu ve hiç ihtimal verilmeyen bir maçı çevirdi Garden’da. Toplamda 14’te 9’la 24 sayı, 5 ribaund ve 2 asistle Scola ve Brooks’a büyük yardım etti. Bu iki yıldıza bir kişiden yardım gelince Houston’ın neler yapabileceğini de gördük böylece. Daha önce kaybettikleri maçlarda çoğunlukla yalnız kalmışlardı Scola ve Brooks. Bu maçta Budinger yardım etti onlara ve sonucunu Boston’ı devirerek aldılar.

Anthony Morrow, Lee’nin büyük triple-double’ına bulduğu 35 sayıyla karşılık vererek takımını Knicks önünde galip getirmeyi başarmış; ama çok mu iyi etmiş derseniz bence hayır. Ben Lee’nin performanslarını “Günün Hayvan Performansları” na yazmayı daha çok yeğlerdim doğrusu. Morrow’a düşmanlığımdan değil bu, Warriors’ın basketbol falan oynamamasından. Neyse biz yine de Anthony Morrow’un hakkını yemeyelim. Genç oyuncu 23’ de 16 gibi iyi bir yüzdeyle 35 sayı, 6 ribuand ve 3 top çalmalık performansıyla maçı takımına armağan etmiş resmen.

Takımını Baltalayanlar
T-Mac ne yapıyor ne diyor ben anlayamıyorum doğrusu. Yalnız bir şey anlaşılıyor bu performanslarından: Artık ememklilik gelmiş, çoluğa çocuğa karışmak lazım. New York’a da yerleşirse, tadından yenmez artık emeklilik çağları. Dün yine 4’te 1 ile attığı Warriors maçında tek isabetini 3 kez denediği üç sayılık şutlarından birinde bulmuş. Yalnızca 3 sayı ile bitirmiş maçı. Warriors gibi hiç savunma yapmayan bir takıma karşı bile bu oerformansla oynuyorsa kafasında basketbol bitmiş diyebiliriz McGrady için. Yazık oldu potansiyeline.


Bizimkiler
Ersan, Charlotte karşısında çok büyük önem taşıyan maçta 18 dakika buldu sadece. Maçın çekişmeli geçtiğini de düşünürseniz, Skiles’tan daha fazlasını da alamazdı zaten. Görev aldığı dakikalarda ise 7’de 3 ile 7 sayı buldu genç yıldızımız. 3 üçlük denemesinin yalnızca birinde isabet bulabildi. Ama sevindirici nokta 3’ünü hücumda çektiği 7 ribaund oldu. Böyle iddialı maça göre, alabildiği dakika paralelinde bence hiç de fena bir performans gelmedi Ersan’dan genel olarak.

Memo ise genel olarak dinlenmış azıcık diyebiliriz. Pek sahneye çıkmamış belalıları Lakers’a karşı oynadıkları maçta. 11’de 5 ile 11 sayı bulmuş, yalnızca 3 ribaund çekebilmiş. Bloğu falan da yok zaten. Arasıra gelebilir böyle performanslar, önemli olan uzun süreli olmasın.

3 FARKLI FIKIR:

fayrap dedi ki...

t-mac den bu sezon ümidi kesmek gerek diye düşünüyorum asıl gelecek sezon ki performansı bize emeklilik yaşının gelip gelmediğini göstercek. malum yaz dönemi bence onun kariyerini geri döndürmek açısından müthiş fırsat olucak. umarım eski özlediğimiz t-mac geri döner. bir 3 numarayı çıkarsın 1 giysin :D

KskHyTr dedi ki...

Yorumlar güzel olmuş elinize sağlık...
amaaa ersan konusuna gelince maça çok iyi başladı çok kısa dakikalar içinde 7 sayı 5 ribaund yaptı ama hakemler ilk yarı boyunca 3 faul(2 sinin faulle uzaktan yakından alakası yok... larry brownı oyundan atınca eyyam nasıl yapılır gösterdiler)calınca uzun süre kenarda kaldı... Ve birdaha girdiğinde ısınamadı oyuna... Maçı, verdikleri hücum ribaundları sonucu kaybeden bucksda skiles bunu idrak edemedi uzun süre heralde oyun sonu ve uzatmalarda toplam 6-7 hucum ribaundu verdiler rakibe ve o ısrarla ersanı(takımın en iyi ribaundcusu dakika başına ortalamayla) oyuna almadı ... Cezasınıda maçı vererek ödedi... Neden eğitim çavuşu dendiğini daha iyi anlıyorum skilesa...

Xscape dedi ki...

lee'nin 30-20-10 u da, 76 senesinden beri ilk kez yapilmis. o zamanda bunu yapabilen kisi abdul-jabbar. fena cosmus yani.