Günün hayvan performansları:
Don Nelson, Tolliver ve Curry’nin yardımıyla en fazla maç kazanan koçlar sıralamasında birinciliğe yerleşti, öncelikle tebrik ettim kendisini. Maça gelecek olursak, Curry 22’de 12’yle 27 sayı 14 asist 8 ribaund ve kariyer rekoru 7 top çalmayla müthiş bir performans göstermiş. Top çalma sayısında Minnesota’yı tek başına geçmiş zaten çaylak. Asistlerinin çoğunu alan isim de 34 sayılık kariyer rekoru kıran Tolliver olmuş. Onun da Golden State gibi sistemsizlik üstüne sistem kuran bir takımda etkili olabileceğini gördük tekrar, ligdeki herbir oyuncu Warriors'da şansını denemeli. Kariyerleri kalkınır.
Stephen Jackson 29 sayı 4 ribaund 5 asistle takımını yine taşımış Hornets’e karşı. İlk yarıyı takım olarak çok iyi geçirmişler ama takım olarak felaket oynadıkları üçüncü çeyrek farkın kapanmasına neden olmuş. Geçen gün Atlanta’nın da böyle bir geri dönüş yapmasına izin vermişlerdi. Acaba yorgunluğun habercisi mi bunlar? Son çeyrekte DJ Augustin’in kritik üçlükleriyle galibiyet gelmiş ancak. Maçı da 104-103 kazanarak New Orleans’taki ilk galibiyetlerini almış oldular sonunda.
Kevin Martin ve Aaron Brooks, yorgun Utah’a karşı 28’er sayı atarak takımlarını galibiyete taşımış. Onlara Scola’nın 24 sayısı ve Chuck Hayes’in kariyer rekoru olan 18 ribaundu eklenince maç 96-113 Houston lehine sonuçlanmış.
Utah’a karşı oynadıkları zorlu maçın ardından Denver’la karşılaşan Thunder, evinde bir süre direnmiş ama Billups ve Carmelo’nun başını çektiği Nugget’a karşı mağlubiyeti önleyememişler. 31 sayı 8 ribaundla takımının en skoreri olan Billups’a yardım %33’le atsa da 24 sayı 11 ribaundla oynayan Melo’dan gelmiş. Thunder’da Durant ve Westbrook’un çabaları galibiyete yetmemiş. Ayrıca Durant’in son 6 şutunu kaçırdığını da belirtmek lazım.
Boşa kürek çekenler:
Hornets’i yine çaylakları taşımış. Marcus Thornton 26’da 14’le 36 sayı atarak takımın skor yükünü çekmiş, Darren Collison da 24 sayı 9 asistle çok kez yaptığı gibi CP3’nin yerini doldurmaya çalışmış. Üçüncü çeyrekte Bobcats’e 40 sayı atarak müthiş bir geri dönüşe imza atsalar da yenilmekten kurtulamamışlar. 40, bu sene Bobcats’in bir çeyrekte potasında gördüğü en fazla sayı diye biliyorum, yanılıyor da olabilirim. Chris Paul da elindeki sakatlık nedeniyle sezonu kapatmış, isabet olmuş.
Kevin Love, Al Jefferson’ın yokluğunda nihayet ilk 5’te çıktığı maçta 17 sayı 18 ribaundla tek başına ayakta durmuş Warriors’a karşı. Yazın beceriksiz uzunlar için ders verebilecek kadar iyi ribaund bilgisi var cidden.
Günün X-faktörü:
Ben Gordon 22 sayıyla Hawks’un onlar için önemli bu maçı kazanmamasını sağlamış. 7 asisti 3 de top çalması var bir de. 17’de 7’yle atmış olması belki tek eksi ama sezon içindeki gidişatına bakarsak bu rakamlar bile onun için iyi sayılır. Az sayı atan takımının skor yükünü çekmiş ve son dakikalarda da savunmada göz doldurmuş bir iki pozisyonda. Tabii sezon başında X-faktörü olsun diye alınmadığını da hepimiz biliyoruz. Onun dışında Bynum da Stuckey’nin erken sakatlandığı maçta 15’te 7’yle 17 sayı 4 top çalmayla oynamış. Stuckey de epey sakatlanıyor son günlerde. Atlanta’nın da JoJo’suz hiçbir şey olduğunu gördük.
Yıldız oyuncuların hafiften dinlendiği dönemlere geldiğimiz için burada daha fazla oyuncu görüyoruz. Miami’de Wade’in fazla ağırlığını koyamadığı maçta Dorell Wright sahneye çıkmış, 26 dakikada 12’de 7’yle şut atarak 19 sayı üretmiş. Tabii maçı hiç de rahat kazanamamışlar, bir saniyelik farkla kaybedebilirlermiş bile.
Tyson Chandler bu gece eski takımına karşı 9’da 7’yle 16 sayı 10 ribaund 5 blokla oynayıp ilk yarıya damgasını koyan isimlerden olmuş. Yoksa yavaş yavaş kendine geliyor mu sonunda?
İyi mi kötü mü?
Dalembert aslında 9 şutundan sadece birini kaçırmış ve 19 sayı 16 ribaund 4 blokla kağıt üzerinde takımının en iyisi de olmuş. Ancak maçın sonunda yaptığı hata karşılaşmayı kaybetmelerine neden olmuş. Daha önce Iggy’nin şutuna havada müdahale ettiği pozisyon kadar mantıksız olmasa da 5 saniye kala 2 sayı gerideler iken, Lou Williams’ın turnikesini potanın üzerindeyken tamamladığı için basket geçerli olmamış. Tamam, kötü bir niyet yok, turnike de zaten kaçmış ama bir saniyelik zamanlama hatası yapmasa, galibiyeti getirebilirmiş. Hatanın sebebi basketbol IQ’su ve heyecan fakat onun performansı olmadan da maçın o konuma gelemeyeceğini atlamamak gerek.
Takımını baltalayanlar:
Beasley şu Wade’in yanında ikinci adamı oynaması gerekirken git gide düşüyor. Bu maçta da 9’da 2’de kalmış sadece, 4 sayı 2 top çalma 2 ribaundu var. O kadar kötüymüş ki 15 dakika oyunda kalabilmiş sadece. Eğer playofflarda etkili olabilmek istiyorlarsa önce Beasley’nin iyi şutla kötü şut arasındaki farkı çözebilmesi lazım.
Ayrıca maçta Beasley’ye ayak uyduran başka isim de karşı takımın yıldız oyuncusu Elton Brand olmuş. Bu sefer Eddie Jordan’dan istediği dakikaları bulsa da Dalembert gibi kendini kanıtlama çabasına girmeyip hücumda gezinmiş sadece. 9’da 2’yle 6 sayısı var sadece aldığı 35 dakikalık sürede.
Bizimkiler:
Ersan artık Bogut'un da sakatlanmasıyla, kolay kolay 25 dakikanın altına düşmez. Hatta yani faul problemine girmedikçe kesinlikle düşmez diyebiliriz. Dün de yine 30 dakika aldığı maçta, Nets'e karşı 15 sayı, 9 ribaund, 2 asist ve 1 blokla oynamış. Ayrıca şut isabeti de hiç fena değil: 7/12. Playoff'larda 1 maç kazandırsa Ersan da, iyice sesini duyursa NBA'de...
Memo 9’da 4 ile 9 sayı atabilmiş anca, 5 de ribaund almış. Bir önceki gece OKC’ye karşı yüksek tempolu bir maç oynadıktan sonra sahasında rakibi en fazla yıpratan takımlardan biriyle karşılaştıkları için bütün oyuncularda düşüş yaşanması normal. Nitekim öyle de olup yenilmişler zaten.
Hidayet ne yazık ki Tony Allen’dan yüzüne aldığı darbeyle sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kalmış. O ana kadar 7 dakikalık sürede 2 sayı 3 top çalması varmış. Geri döndüğünde pek sevmediği maskeyi takmak zorunda kalacak gibi.
8 Nisan 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 FARKLI FIKIR:
Ersan mbah moutenin süreleri kaptı bogutun sürelerini kurt thomasla gadzuric paylaşıyor... Bogutun pozisyonu için değil ama kaybolan hucüm gücü için ersanın süreleri artmalıydı arttı... Skiles kısa 5 oynarken ersanı 5 numara oynatacağını söylemisti ama 2 maçtada toplam 3 dakika bile kısa 5 oynatmadı takip edebildiğim kadarıyla...
mehmet okur 3. çeyrekte sol ayağından sakatlandı. geçmiş olsun diyoruz.
Yorum Gönder