BIY AD

20 Kasım 2009 Cuma

Kaan Kural Röportajı - 2. Bölüm

Röportajın ilk bölümü için tıklayınız.
Röportajın üçüncü bölümü için tıklayınız.



Can - Televizyonda yorumculuk dışında yöneticilik düşünüyor musun?
Kaan Kural - Benden yönetici falan olmaz ya. Katı olmak gerekir, zor kararı verebilmesi gerekir. Gördüğüm için söylüyorum yani. İyi niyetli yönetici, iyi yönetici değildir. Ben kimseye "Hayır" diyemem. Benden yönetici olmaz, olmak da istemem ama hani ola ki geçersem bir kanalın başına, o kanal 3 ayda batar.

C - Fırsat buldukça basketbol oynuyor musun?
KK - Eskiden oynuyordum da, artık oynamıyorum.

C - Bence cevabın belli ama sorayım yine de Acun'un yaptığı gibi bir basketbol Devler Ligi düzenlemeyi düşünüyor musun?
KK - Yok, yani düzenlense çok destek veririm tabii ki ama benim öyle düzenleyecek bir halim, kapasitem, isteğim vs. yok. Gerçi bizim basketbol ligimiz ne kadar seyrediliyor da devler ligi seyredilecek?

C - Hakkaten doğru, şu Siena maçında kaç kişi vardı değil mi? Resmen elle sayılabiliyordu.
KK - Fener ortalama 500 kişiye oynuyor ya. Fener bu bir de...

C - Peki bunun nedenini sahaların abuk subuk yerlerin olması ve basketbol sevgisinin az olması dışında nedir sana göre?
KK - Ben bu işin alışkanlıklar meselesi olduğunu düşünüyorum. İnsanlarda bir alışkanlık, aidiyet yaratamıyoruz. Beşiktaş Ergin Ataman dönemlerinde falan her maçı full oynuyordu. El-Amin'e bir aidiyet vardı. Takımın üstlere oynuyor olması acaip bir aidiyet yaratmıştı. Ama her sene kadro değişirse, herşey sıfırdan başlarsa bir süre sonra insanlar sıkılıyor. Halbuki kendisini çok ait hissedebileceği 5-6 yıldır o takımda kalan oyuncular olsa, belli organizasyonlar yapılsa, o takım bir yere oynasa, taraftarın kendisini ait hissedebileceği bir kimlik yaratılsa çok daha kolay olur herşey. Ama tabii herşey salonla başlıyor, daha merkezi bir yerde bir salon olsa görüntü değişir. Ama İstanbul seyirici küstürüldü. İstanbul seyircisinin çok iyi bir seyirci olduğunu iddia etmiyorum ama bu ülke Türkiye-Hollanda maçına 9000 biletli seyirci çekti. Ben işim olmasına rağmen hiç gitmek istemiyordum. "Of niye gideceğim ki şimdi bu maça?" diyordum. Zaten 35 sayıyla mı ne bitti. Ama sonuçta parasıyla biletiyle 9000 kişi geldi. Doğru organizsyon yapılsa, doğru hava yaratılırsa gelir seyirci. Mesela Hollanda, 12 Dev Adam havasının hemen devamıydı. O hava yaratılırsa geliyolar...

C - Bununla bağlantılı olarak, 2010'dan sonra artış olacak mı sence? Performansımıza ne kadar bağlı?
KK - Tanjevic o kadar küstürdü ki herkesi. Fenerbahçe'ye gidilmemesinin sebeplerinden biri de Tanjevic. İnsanlarda bir heyecan yaratmıyor. O kadar ki, ben mesela 5 yıldır yazıyorum. Ben yazmaktan sıkıldım, anlatmaktan sıkıldım. Onun yönettiği maçı seyretmek istemiyorum yani, düşün ben ki her maçı seyrederim. Sonuçta 2010'da başarılı olursak görüntü değişir. 2010'un pozitif etkisi illa olacak ama ne kadar olacağı biraz başarımıza bağlı.

C - Stickman rumuzlu bir arkadaş blog'unda senle ilgili bir yazı yazmış da hiç rastgeldin mi? "Kaan Kural kankam olur musun?" tarzında bir başlığı vardı.
KK - Aaaa evet İsmail (Şenol) bana söylemişti ama unuttum gitti, rast gelmedi. Şimdi aklımda ama bakacağım.

C - Fasülye filmini ben izlemedim ama onunla ilgili soru gelmiş.
KK - Battık !

C - Evet onu demişler, "Başarısız olmuştu şirket batmıştı. İşleri bırakmaya yemin etmişti. O yemini bozma ihtimali var mı?" demişler.
KK - Yok. Büyük yemin ettim çünkü. 3 senem gitti, heba oldu. Neler çektiğimi bir ben bilirim. Başkalarının yaptığı "Aman borçsa borç ödemiyorum" diyemedik, 3 sene çalıştık onun borçlarını ödedik.

C - Daha yeni TRT 2'de yayınlanmış
KK - (Gülüyor) Bir ara devamlı Turkmax'ta dönüyordu.

C - O nasıl bir film ben hiç bilmiyorum.
KK - Çok güçlü ve komik bir senaryo ama acemiydik. Sinemaya iyi yansıttığımızı söyleyemeyeceğim. Bittikten sonra bir daha çeksek çok güzel birşey çıkabilirdi.

C - 2-3 cümle ile senaryoyu anlatabilir misin?
KK - Bir mafya babası, kiralık katil tutup bir rakibini öldürtüyor. Ardından parayı kiralık katile gönderiyor kurye ile ancak kurye trafik kazası geçiriyor.

C - Kiralık katil de bu mafya babasının peşine düşüyor?
KK - Aynen öyle. Sonra bunlar bir tesadüf eseri karşılaşıyorlar ve bir gazeteci kızın arabasına biniyorlar. Herşey birbirine giriyor.

C - Senaryo hiç fena değilmiş bence. Kim yazdı?
KK - Çok yakın arkadaşım yazdı Haluk, şu anda pek çok komedi dizisinin senaryosunu yazıyor. Hakkını veremedik senaryonun, bittiği gün bir daha çeksek çok daha iyi çekerdik. 24 yaşındasın, ne nedir hiç bilmiyorsun, el yordamı herşey. Kapılıp gittik öyle.

C - En beğendiğin dizi Entourage diye hatırlamış bir arkadaş doğru muymuş? Başka hangi dizileri beğeniyorsun?
KK - Entourage. Kesin Entourage. Açık ara Entourage. Ari Gold'u, Larry Bird'den daha fazla seviyorum (Burada ben kopuyorum). Larry Bird'den daha fazla sevdiğim tek insan yani dünyada.

C - Peki ya House? Benim için House 1 numaradır da onun için sordum.
KK - Hugh Laurie eyvallah, olağanüstü de. Entourage ya... Ari Gold mesela bir bölümde ilk sahnesi geliyor daha, yürüyor sadece. Direk gülmeye başlıyorum. Pavlov'un köpeği olmuşum.

C - Paintball sahnesi vardı mesela?
KK - O sahneyi seyrediyorum tamam mı? Bitti sahne, başa aldım bir daha seyrettim, başa aldım bir daha seyrettim. Tam 5 kere. Ölüyordum, ölüyordum, karnıma kramplar girdi. Onun gibi bir sahne de House'taki boombox sahnesidir. 2 saniye sürüyo ama aşmış bir sahne.


Link


Link

C - Of Of gerçekten inanılmazdı o da. Peki başka seyrettiğin dizi?
KK - Lost ama bir alt kategoriye düştü benim için, Battlestar Galactica seyrediyordum bitti. Fringe izliyorum. Başka hmmm..

C - Dexter? Kesinlikle tavsiye ediyorum.
KK - Yok hiç rastgelmedi ya. Ha bir de Law and Order SCU. Hastasıyım.

C - Peki bir dizide oynamıştın, başka bir dizi veya filmden teklif geldi mi?
KK - Bir diziden daha geldi ama kabul etmedim. Dizi dediğin çok zor iş, zaten konuk oyuncu olarak ancak yarım gün falan gidiyordum ben.

C - Avrupalı oyuncuların fundamental'ları daha iyidir. Kendisi de söylüyor bunu çokça. Bunun temel sebebi nedir?
KK - Avrupalılar basketbolun temeline çok daha fazla çalışıyor. Amerikalılar'da bu yeni dönem siyahların hakim olduğu hiphop karakteri var. Çocuklar oyun oynamaya başlıyor. Rakibi geçmek, üstünden smaç basmak, blok koymak en büyük olay. Hayatları bunların üzerine kurulu. Fiziksel olarak üstün gelmeyi, kazanmak zannediyorlar. Ancak 5'e 5 fundamental'lar, ayak hareketleri, pozisyon almalar falan hiç çalışmıyorlar. Mesela 12 yaşındaki Sırp, Hırvat, Türk çocuklar günde 4 saat ayağını nereye koyacağını, şutu nasıl atacağını çalışıyorlar. Amerika'da ise muazzam oyuncular var atletik olarak, Hakim Warrick, Tyrus Thomas, Al Thornton. Mesela Thornton Sırp olsa çok büyük oyuncu olurdu, hiç çalışmamış, 5'e 5 falan hiçbirşey öğretilmemiş. Kötü eğitim, eğitim şart!

C - Bence Tyrus Thomas daha ayrı diğer ikisinden ya. Ben onun iyi olabileceğini ve hatta olacağını düşünüyorum.
KK - Ya onun sorunu iq, adam salak.
C - (Gülüyorum)

C - Mehmet Okur "En büyük amaçlarımdan biri formamın Utah Jazz'da emekli edilmesi" diye bir açıklama yapmış. Ben bunu bilmiyordum.
KK - Valla ben de bilmiyordum, kaçırmışım herhalde.

C - Bu mümkün mü?
KK - Zor. Bu kadro bir şampiyonluk yakalarsa olabilir ama şampiyon olamazlarsa çok zor.

C - Honeybees'i (Hornets'ın dansçı kızları) niye bu kadar çok beğeniyorsun?
KK - Ben onları New Orleans'da yakından gördüm belki o etkilemiştir. Ama diğer yakında gördüklerim; Celtics ve Laker girls o kadar etkilemedi beni. Zaten Honeybees'i oraya gitmeden önce de beğeniyordum. Gerçi bu dansçı kızlar zaten devamlı kadro değiştiriyorlar. Bu sene Clippers ve Spurs'ün kızları çok başarılı bence.

C - Avrupalı ve Latin Amerikalılar'ın artışının NBA üzerindeki etkisi nedir?
KK - Şutun önemi çok daha arttı. Bazı savunma prensipleri çok değişti.

C - Üçlüğün önemi gitgide, her sene artıyor zaten.
KK - Dünya oraya yöneliyor. Bu iş matematik işi. İstatiği herhangi bir matematik profesörüne versen, oyun şemalarının üçlüğe daha çok kurmanın daha verimli olduğunu anlatacaktır sana. Ama iç dış dengesini bozmadan. NBA'de bu eskiden 80-20 falandı. Şimdi 70-30 hatta 60-40'a doğru ilerliyor. Avrupa'da ise 50-50 hatta üçlük daha bile fazla. O yüzden zaten Dünya Şampiyonası'ndan sonra üçlük Avrupa'da da geriye çekilecek. Bu kadar çok üçlüğün can alıcı olmaması gerekiyor. O dengeyi sağlamak lazım. Şu anda NBA'deki denge ideale yaklaşıyor.
C - (Röportajdan ayrı olarak ekledim)Bence şu anki hali ideal. Ben şahsen aşırı üçlük atan takımlar oynarken aynı zevki alamıyorum.

C - NTV Spor'da spiker/yorumcu olmak isteyenlere bir tavsiyen var mı demiş biri.
KK - Ellerine geçen fırsatları kullansınlar. Yazı yazsınlar bol bol. Yazmak fikir aktarmanın en iyi yönetimidir. Ama bu işlerin hiç kolay olmadığını, çok korkunç rekabetler olduğunu ve işleyişin çok farklı yürüdüğünü bilsinler. 1000'lerce insanın hayali o, öyle düşünsünler.

C - Dünya Şampiyonası'nda gelecek isimler arasında seni en çok heyecanlandıranlar kimler?
KK - Gelirlerse Kobe, LeBron, Wade.

C - Dwight Howard'ın sahada nasıl durduğunu çok merak ediyorum ben. Mesela Duncan'ı görmüştüm Spurs - Clipper maçında, Camby'den net olarak daha geniş, daha büyük duruyor. Televizyondan pek seçilemiyor aralarındaki fark.
KK - LeBron Duncan'dan daha büyük ben sana onu söleyeyim.

C - (Gülüyorum) Daha önce de söylemiştin bunu abi ama yani ona hala inanamıyorum gerçekten.
KK - Ben 2 oyuncuyu gördüğümde çok şaşırdım. Sürekli basketbolcuların içinde olduğum için 2.10 falan normal geliyor artık, kolay kolay şaşırmıyorum. En çok şaşırtanlardan biri Yao, yukarı doğru bakıyorsun bakıyorsun bitmiyor. Gerçekten çoook uzun yani. Ama esas LeBron ya. Gördüm inanamadım ya, böyle bir genişlik olamaz. Sonra aklıma geldi, yahu bu adamı maçta izliyoruz ikili sıkıştırmaların arasından falan geçiyor. Yahu geçmesine imkan yok. Adam kapıdan geçmez. (Bu da onun ne kadar atletik ve kıvrak olduğuna kanıt olsa gerek) Şöyle söyleyeyim, Amerikan milli takımında sadece Boozer onunla yarışabilir. İki tane Duncan'dı herif ya... Ben inanamadım ya. "Bu insan mı?" dedim.

C - Euroleague'de 3-5 takımın baskın olduğu bir durum oluştuğunu söyleyebiliriz. Bunun değişmesi veya başka takımların da girebilmesi için önerebileceği kurumsal politikalar var mı?
KK - Salary cap. Diğer türlü, zenginin fakiri ezmesinden mantıklı birşey yok.

C - Futbolda da düşünüldüğü konuşuluyor zaten.
KK - Ama Avrupa'da çok fazla kanun olduğu için, mesela Fransa'daki kanunu İngiltere'ye uygulayamıyorsun. Avrupa birliği gerçekten ortak kanuna geçerse böyle bir olay olabilir. Ama onun için de bazı engeller var. Onun dışında konuyla ilgili: Avrupa'da öyle bir aidiyet var ki, Türkiye'ye bakarsan - abartılıyor tabii ama - 25'er milyon Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaşlı var. Gençlerbirliği-Galatasaray Ankara'da maç yapıyorlar tribünlerin %90'ı Galatasaray'lı oluyor. Bu durumda Gençlerbirliği ile Galatasaray'ı aynı kefeye koyamazsın. Burada sistem farklı işliyor.

C - Amerika'da şehir takımları var. Aidiyet var dediğin gibi.
KK - Orada da normal şartlarda San Antonio Spurs'ün, Lakers'ı yenip şampiyon olması Vestel Manisa'nın Fener'i yenip şampiyon olmasına benziyor yani.

C - O zaman zaten New York'un her sene şampiyon olması lazım.
KK - Aynen Boston - New York - Chicago - Lakers'ın devamlı aralarında bölüşmeleri lazım şampiyonlukları.

C - "Kirilenko'ya ne oldu? Dayak istiyor mu birşey olmadıysa?" demiş biri.
KK - Valla istiyor ya. Adam değil o. Yani o kadar para kazanıyorsun abi, bu kadar umursamaz olamazsın, hakkın yok.

C - Onun kontrat maksimumdu bir de
KK - Hiç umurunda değil ya. Hiç hiç hiç.

C - Biraz Sloan'la başladı onun durumu ama
KK - Ben zaten Sloan'u hiç sevmiyorum en başta, onu söyleyeyim de. Çok demode, çok sabit fikirli ve yeniliklere çok kapalı buluyorum. Ama Kirilenko da fazlasıyla umursamaz. Sen oyununa bak abi. Devlet memuru gibi: "Ben gelirim işime bakarım, paramı alır giderim" mantığı. Bu sene fena oynamıyor ama. 2 senedir yatmaktan sıkıldı sanırım.

C - NBA Stüdyo'da en iyi hareket listesinde Kobe, LeBron, Wade varsa onlar kesin 1. oluyor
KK - Bir ara Iverson da öyleydi.

C - Hah işte aynı mantıkta. Bu bizim ülkemizin basketbol kültürsüzlüğünü gösteriyor mu?
KK - Türkiye'deki basketbol kültürünün diğer sporlara oranla çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Bizim ülkemizde acaip bir fanatiklik var.

C - Birşeyi sevdin mi..
KK - Aynen birşeyi sevdin mi, ona kimse dokunamaz. Din gibi yaklaşıyoruz ya, hiç kimse laf edemez, ayrıca karşıt taraf da çok kötüdür. Bana mesela Kaan Kobe'ci veya LeBron'cu diye takmışlardı. Ben Kobe veya LeBron'cu değilim. Benim Kobe'yi övüyor olmam LeBron'u sevmediğim anlamına gelmez. İkisini de sevmiyorum eğer onu merak ediyorlarsa. İkisi de çok özel oyuncular ama benim gönlümde özel yeri olan oyuncular değil. Bana sorsan LeBron'u dünyanın en iyi oyuncusu olarak görüyorum, Kobe'yi de hemen ardından ikinci olarak görüyorum.

C - O zaman hemen şunu sıkıştırayım araya: Jordan'la kıyaslamanı sorayım hemen bu ikisinin.
KK - Jordan en tepede canım. Jordan'la yarışamazlar. Onunla yarışabilmeleri için bir tek kriter var. Jordan 179 playoff maçı oynamış, playoff ortalamaları, ki playoff çok daha zor, Jordan'ın oynadığı dönem daha zor, onları geçiyorum: %49 isabetle 33.4 sayı, 6 asist, 6 ribaund, 2 top çalma, 1 blok. 179 maçta 119 galibiyet. Buna yaklaşsınlar ondan sonra konuşalım.

C - Veya bilmem kaç tane şampiyonluğu 1. adam olarak kazansınlar. Çünkü mesela LeBron'un zaten yok, Kobe'nin de ilk 3 şampiyonluğunda Shaq 1. adam.
K - Aynen. Buna yaklaşsınlar ondan sonra konuşalım bazı şeyleri. Onun dışında, saf yetenek mi istiyorsun? Bence Vince Carter'dan daha büyük yetenek tüm dünya basketbolunda yok. Ama adam değil ayrı konu. Bill Simmons ona WNBA'in MVP'si diyor.

C - Ray Allen mı Larry Bird mü? Ama şut bakımından.
KK - Offf. Ray Allen. Tamam Bird'ün hakkını yemeyelim de Ray Allen. Adam kusursuza en yakın tekniğe sahip. Ama ondan iyisi var: Harun Erdenay. Dünya basketbol tarihinde daha iyi bir şut mekaniği olan bir oyuncu yok. Bilgisayarda programlasan daha iyisini yapamazsın. Kusursuz.

C - NBA 2K10'daki My Player modunda hangi pozisyonu yaratmışın ve ortalaman kaçmış?
KK - Abi oyun kurucu oldum beceremedim, şimdi kısa forvet oluyorum. Şu anda 57 mi ne rating'im, Indiana'da Danny Granger'ın arkasında bekliyoruz bakalım.
C - Oooo o zaman sana zor sıra gelir.
KK - Napalım abi ya.

C - Robert Kolej'de basket takımında ne kadar süre alırdın?
KK - 5 dakika, garbage time. Celtics'teki JR Giddens'ın rolündeydim yani öyle söyleyeyim.

KK - Celtics demişken, şunu söyleyeyim Garnett sezonu bitiremez. İyi değil abi adam. Bu sene 4 Boston maçı seyrettim. Sadece aklıyla oynuyor artık. Hiç o patlayıcılığı, yatay hareket falan kalmamış. Ha daha iyiye gider mi? Gidebilir ama büyük ihtimalle daha kötüye gider. (Konuyla ilgili video için tıklayın)

C - Peki abi oturup dinlense atıyorum 1 ay?
KK - Yok abi. Adamı çok seviyorum ama... Mesela Chris Webber kadar olmaz ama bundan sonrası yokuş aşağı.

C - Peki o zaman sen Boston'a şampiyon diyordun?
KK - Ben hala diyorum ya. Garnett sezonu bu şekilde bitirirse olur. Bu şekilde oynasa bile olur. Ama Garnett'in sezonu bitiremeyeceğini düşündüğüm için Lakers olur. Orlando ve Cleveland Lakers ile mental olarak başedemezler. Ancak çok büyük tesadüflerin bir araya gelmesi lazı mesela geçen sene Orlando'nun başına gelen şeylerin gelmesi lazım. Olmayacak iş değil elbette olabilir ama şu anda Spurs'ün Lakers'ı geçemeyeceğine, Lakers'ın da Celtics hariç kimseye elenmeyeceğini düşünüyorum.

C - Cavs için de aynı şeyi düşünüyorsun herhalde.
KK - Evet Cavs kaldıramaz mental olarak.

C - Bir de zaten Cavs'in kadrosu biraz daha zayıf diğerlerine göre.
KK - Evet. Çok tek yönlü abi. Efes Pilsen'de de aynı sorun var. Bütün uzunlar yavaş ayaklı. Modern basketbolda çabuk ayaklı uzunun yoksa savunma yapamıyorsun.

C - LeBron ve Moon'u düşünüyorlardı 4 numarada.
KK - Aslında LeBron en verimli de 4 numarada oynar. Ama Shaq ile olmuyor. Low post'ta topu alıp diğer 4 numaralara göre çok hızlı kalacağı için etrafından dolanıp atar. Ama öyle kullanmak lazım işte. Rashard Lewis de mesela 4 numara oynuyor, onda 4 numara fundamental'ı mı var...
(Vakitsizliğim dolayısıyla bu röportajı geç yayınladım. Arada Kaan Kural'ın dediği gibi hızlı bir dört numara olan Hickson'a döndü koç Mike Brown ama mesela onun da playoff'larda ne kadar hatasız, heyecan yapmadan oynayabileceği büyük tartışma konusu)

C - Abi sen şuna inanıyor musun, şöyle derler: Hangi pozisyonu en iyi savunuyorsan, senin gerçek pozisyonun odur.
KK - Yok, mesela Chuck Hayes 5 numaraları çok iyi savunur ama modern 4 numaraları hayatta savunamaz. Mesela Ersan 3 numaraları çok iyi savunur ama 4 numaradan başka bir yerde de oynayamaz. O yüzden aslında iyi bir gösterge ama tek gösterge değil yani.

Röportajın 3. ve son bölümü de artık Cuma akşamına kaldı arkadaşlar. Kusura bakmayın. Gerçekten çok zaman alan birşeymiş bu röportajı bilgisayara dökme olayı.

27 FARKLI FIKIR:

Burak Eren dedi ki...

Fasulye'yi ben izlemiştim belli yerleri müthiş kahkaha attırmasına rağmen genel olarak film faciaydı :D:D Yani Kaan Kural'a helal olsun öyle bir filmin yapımcılığını üstlenmiş :D İnsan senaryoyu falan okur önce. Ya da Sinan Çetin gibi yapar. O da bazı filmleri çekildikten sonra filmi iptal ediyor yayınlamıyor :)

resboo dedi ki...

eyvallah konyali:) sorularıma cevap almama vesile olduğun için teşekkürler.

bahtiyar dedi ki...

bayadır bu kadar samimi röportaj okumamıştım. gayet içten ve net yanıtlar vermiş kaan kural, eline sağlık.

Alper Öcal dedi ki...

İnanılmaz keyif aldım, soluksuz okudum. Her ikinize de teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Öncelikle, Kaan Kural'ın yorumlarına çok saygı duyuyorum ve kendisinin Türkiye'de basketbol konusunda bir fenemon olduğunu düşünüyorum. Ama Vince Carter'a adam değil demesi ve Bill Simmons örneğini vermesi çok yanlış. Bill Simmons denilen kişi Vince Carter'dan nefret eden biri bu konuda objektif olamaz. En kötü 5 listesinde Vince Carter var. Vince Carter adam değilse Kaan Kural'ın Ntvspor'da yanında oturan Sergen Yalçın hiç değil. O zaman oturmasın yanında konuşmasın onunla. Carter'dan beklentiler çok yüksekti zamanında, bu yüzden "istediği zaman oynuyor" eleştirilerine maruz kalıyor bence. Herkesin hataları olur ama Ahmet Çakar tarzında adam değil demek çok yanlış olmuş.

L dedi ki...

hocam emeğine sağlık. gazetelerde filan görmemiz zor olduğu için, bir kk röpotajı her türlü önemlidir.

Adsız dedi ki...

kim ne derse desin fasulye bence harika bi komedi filmi helal olsun emeklerine. röportaj için keşke daha uzun olsa diyeceğim tamam vurmayın.. :)

sabonis dedi ki...

çok teşekkürler arkadaşlar. gerçekten çok keyifli bir röportajdı.

@adsız: bırak da elin Amerika'sındaki adam için desin yahu ne olacak =)

Adsız1 dedi ki...

Birşey olacağında değil Vince Carter benim favori oyuncularımdan biri. Nba Studyo'yu, ntv radyo'yu zamanımın çok kısıtlı olduğu durumlarda bile imkanları zorlayıp izlemeye çalışan ve yorumlarını severek ilgiyle takip eden birinin biraz canını sıkıyor o kadar. Yoksa Kaan Kural'la ilgili düşündüklerim değişmedi. Yarın yine 20.30 Ntvspor'dan izleyecem inşallah programı.

Andrei dedi ki...

süper olmuş, ama kirilenko'ya yapılan saldırılara tepkiliyim :)

Dan Dirik dedi ki...

Güzel güzel kısa bile geldi =) Bill Simmons'ın çok saçma yorumları da var zaten ya takmamak lazım

Semih. ~ dedi ki...

C - Ray Allen mı Larry Bird mü? Ama şut bakımından.

sorusunu sorduğun için ilk sana cevaba extra sos yüklediği için kaan kural'a tşkkür etmek istedim =) (gerçekten haklı)

Unknown dedi ki...

eline sağlık sabonis, oku oku bitmiyor:)
adaşmışız bu arada.

ywz dedi ki...

süper olmus tesekkürler :)
entourage sorusu icin ayrıyetten tesekkürler.
ari gold'un adını okumak bile gülümsetiyor insanı :)

stickman dedi ki...

çok teşekkürler, röportaj süper gidiyor. son bölümünüde sabırsızlıkla bekliyorum. bu arada Kaan Kural ile ilgili blogumda yazdığım yazının başlığı "Kaan Kural kankam olsun!" hehe. Kaan Kural kankam olur musun? şeklinde bi rica da yok terbiyesizliğime bakar mısınız :D Direkt emir kipinde konuşmuşum, bir serzeniş gibi :) ayrıca Kaan abi Lebron ve Yao'nun büyüklüklerini tarif ettikten sonra onarlı görme isteğim kat kat arttı. neyse ben şimdi yüksek bi binaya çıkıp amerika kıtasına doğru bakayım. çıplak gözle bile görebilirim belki onları :D tekrar teşekkürler.

felix mourinho dedi ki...

C - Bence Tyrus Thomas daha ayrı diğer ikisinden ya. Ben onun iyi olabileceğini ve hatta olacağını düşünüyorum.

KK - Ya onun sorunu iq, adam salak.


ajkasdhjkskldsdas... bu adamı bu yüzden seviyorum ben ya. inanılmaz derecede doğal muhabbet sırasında.

Adsız dedi ki...

Kaan'ın mantığına göre(mekanik şut atanları seviyormuş) dünyanın en büyük basketbolcusu Petar Naumoski olmalı herhalde. Bu röportajdan sonra Kaan'ın pek bir numarası olmadığını anladım. Basketbol estetik ve atletizm sporudur.Herkes onun sevdiği basketbolcular gibi olsa NBA 1950'de iflas bayrağnı çekerdi.

Adsız dedi ki...

Kaan'ı sevmezdim zaten bu röportajdan sonra haklılığım onaylandı. Bir kere acaip önyargılı ve taraflı adam bir adam ve inanılamz çelişkileri var. Hafta sonundaki maçta bütün olayları bir kadıncağızın üzerine yıkıp taraftarlarını ve ordaki herkesi yönlendirmeye çalışmasında ortada.

#10 dedi ki...

Ah be adsiz 16:11! Adam mekanik sut atanlari seviyorum demiyor, Allen ve Erdenay'in sut mekanikleri iyi yani sut stilleri iyi diyor. Aaaahh ahh, biraz dikkatli okumak lazim tabi. Sonra sacma sapan basketbol bidi bidi sporudur vs diye gaza geliveriyor insan.

sannti dedi ki...

@ Adsız

Basketbol atletizm oyunu diye herkes Lebron hayranı mı olmak zorunda. Kaan Kural da zaten herkes Ray Allen, Larry Bird olsun dememiş, ben o tip oyuncuları seviyorum demiş. Kusura bakma da okumamışsın sanırım yazılanları.

Adsız dedi ki...

ben kirilenko'nun ne yaptığını biliyorum. masha diye bir hatun var bunun. yeme yanında yat o derece... kimse kaldıramaz 82 maç ve masha'yı...
tyrus thomas'la irtibate geçeceğim. muhtemelen sağlam bir tazminat ödemek durumunda kalabilir...

Dan Dirik dedi ki...

http://www.thoughtdistrict.com/andreigoeswild.jpg

Masha bu di mi? İlginçmiş... kolu

Adsız dedi ki...

Sacma sapan yorumlar yazmis basketbolun b'sinden anlamayan arkadaslar. Adam gayet guzel yazmis. Smacsiz, sovsuz basketbolu sevmeyen adsiz arkadaslar gitsin smac yarismasi izlesin bol bol. Gelip de basketbol yorumu falan yapmasin.
Fasulye benim yas grubumdaki ve ceveremdeki benim gibi insanlar arasinda kult kabul edilir. Kaan Kural'in yapimcisi oldugunu ogrendim ya, daha bir mutlu oldum.
Ayrica Harun Erdenay'in benim icinde yeri bambaskadir. Yuru be kaan.

Adsız dedi ki...

facetttt sana mı sorcaz neye yorum yapıp yapmıcağımızı. Yorum yapanlar röportaja yapıyor. Sen yorumlara yapıyorsun. Yaş grubu falan bırak bu abinizim tavırlarını. Burda basketbol bilgisi zayıf olan çok az kişi var. Yorumlar belli ediyor zaten kendini.

sabonis dedi ki...

Lütfen bu atışmalar daha fazla sürmesin arkadaşlar. Teşekkür ediyorum.

invisiblekid dedi ki...

Ben fasülye filmini izledim.Kaan Kural kendisine çok haksizlık yapiyor.Arkadaslarla izlerken gülmekten yarıldık adeta.Çok orjinal espiriler var.Oyuncu kadrosuda çok kaliteli.İzlemeyenlere izlemelerini tavsiye ederim.Ayrıca Sabonise teşekürlerimi iletiyorum,röportajı hikaye gibi okuyorum valla.Ayrıca yazının yanında video eklentileride çok iyi olmuş

gökmavi dedi ki...

Cok güzel bir röportaj olmuş, elinize, dilinize sağlık.
Fasülye filmini ben de seyretmiştim. Kaan'ın yapımcısı olduğunu bilmiyordum. Bana göre, farklı ve eğlenceli bir filmdi.