BIY AD

28 Şubat 2010 Pazar

26 Şubat'tan Notlar

Günün hayvan performansları:
Jason Kidd, sahadayken çoğu zaman rakamların gösterdiklerinden daha fazlasını yapıyor. Eğer bu maçta da öyle yaptıysa neler oldu düşünemiyorum, zira Kidd maçı 19 sayı 17 asist 16 ribaundla hayvan demenin hafif kaldığı bir triple double’a imza atmış. Ancak dediğim gibi büyük ihtimalle sahaya bundan çok daha fazlası yansımıştır. Örneğin bitime 1 buçuk dakika kala 2 sayı gerideler iken Mike Woodson’ın ayağının çizgiye bastığı bir pozisyonda kasıtlı olarak kenardan gelip Woodson’a kolunu takarak teknik faulü aldırmış Atlanta koçuna. Sonucu ise Nowiztki’nin isabet bulduğu serbest atış ve Kidd’in üçlüğüyle Atlanta’nın iki sayı geriye düşmesi. Ardından Josh Smith maçı uzatmaya götürse de uzatmada Dirk oyuna son noktayı koymuş. Onun da 37 sayısı ve 9 ribaundu var, Kidd’in performansının gölgesinde biraz tabii doğal olarak.

New York’ta Al Harrington kenardan iyi bir yüzdeyle 37 sayı üretmiş, üzerine 7 ribaund 4 asist eklemiş. Ayrıca 37 sayısının tam 19’unu son çeyrekte ve uzatmada atmış kendisi. Uzatmaya giden maçı New York , 25 sayı 16 ribaund 5 asistlik performansı bulunan David Lee’nin 1 saniye kala attığı basketle kazanmış.
Ek olarak McGrady de 23 sayı atmış fakat ağrıları sebebiyle 25 dakika sahada kalabilmiş sadece. New York’ta da oynasa yine de o sürede 23 sayı iyi bir rakam.

David West Chris Paul yokken de ne kadar etkili bir silah olabileceğini Orlando'ya karşı göstermiş, evlerindeki maçta tam 40 sayı 10 ribaund 2 blokla oynamış. Magic'in canını en fazla yakan isimmiş maçta tabii doğal olarak. Son çeyreğe geride girmelerine rağmen West'in oyunuyla maçı Hornet kazanmış. Ona yardım takımın çaylaklarından gelmiş son zamanlarda bol bol gördüğümüz gibi. İkilinin toplam 34 sayısı 8 ribaundu 8 asisti var.

Bir uzatma galibiyeti de Chicago Bulls'tan gelmiş, Portland'ı evlerinde 111-115 yenmişler. Galibiyetin en öne çıkan ismi 33 sayıyla Derrick Rose. Aslında maç uzatmaya bile gitmeyecekmiş ama Rose'un bıraktığı turnikede, top çemberin üstünde şöyle bir tur atıp, iki kez sektikten sonra girmemeye karar vermiş. Ayrıca Luol Deng de çok önemli işler yapmış hücumda, 23 sayısı 7 ribaundu var.

LeBron 39 sayı 9 asist 6 ribaundla bitirdi maçı. Başlarda çaktırmadan epey skor üretti fakat 4. çeyreğin başlarında pek sorumluluk almayıp takımı oynatmaya çalıştı. Yine sonlara doğru birkaç pozisyonda şut kullandı veya potaya gidip faul almayı başardı. Hidayet üst üste 5 sayı atıp Toronto’yu öne geçirdikten sonra kendisini hiç savunamayan Raptors’a karşı iki tane turnike bırakıp maçı uzatmaya götürdü. Uzatmada zaten Parker ve Mo Williams’dan ona sıra gelmedi, maçı 118-126 kazandılar.

Stephen Jackson yüzde 50'yle şut atıp 32 sayı 11 ribaund 4 asist 2 top çalmayla oynayarak takımına deplasman turnesinden bir galibiyet çıkarmayı başarmış. Özellikle ikinci yarıdaki oyunuyla yakın giden maça damgasını koymuş Jackson. Ayrıca birkaç maçtır olduğu gibi Boris Diaw da takımına 18 sayılık katkı yaparak galibiyette pay sahibi olmuş. Bir aralar evinde fırtınalar gibi esen Grizzlies'in üst üste aldığı 6. iç saha yenilgisi oldu bu.

Dün gece 3 Rockets oyuncusu 30 ve üstü sayı atmış; Scola'nın 30 sayı (ki 14'ü kaçırmadan attığı serbest atışlardan) 13 ribaundu, Kevin Martin'in iyi yüzdeyle olmasa da 33 sayısı (o da 14/14 serbest atış) ve son olarak Brooks'un 31 sayısı var. Spurs savunması için kabul edilemez rakamlar bunlar, gerçekten yazık. Rockets tarihinde bir ilk gerçekleşmiş üç oyuncunun 30'u geçmesiyle...

Boşa kürek çekenler:
Samuel Dalembert Lakers uzunlarına karşı ilginç bir şekilde kariyer rekoru seviyesinde şut kullanmış (22) bu sayede 24 sayı bulan pivot, bu kategorideki kariyer rekorunu da egale etmiş. 11 de ribaund almış Haiti'li. Bir daha ne zaman 22 şut kullanır, Allah bilir... Tabii Lakers takımının uzunları ile maçı kazandığını söylememe gerek yok herhalde.

Bargnani savunmada her zamanki gibi dökülse de hücumda, özellikle son çeyrekte çok önemli katkılarda bulunarak takımını oyunda tutmayı başardı. 24 sayısı var fakat takımın en uzun oyuncusu ve pivotu 4 ribaundda kalıyorsa zaten o maçın uzatmaya gitmesi bile mucizedir. Jarrett Jack de ayrıca saçma pas tercihlerinden yapabildiğince kaçınarak takımına maç boyunca skor katkısında bulundu. Son olarak es geçemeyeceğim isim Reggie Evans. Arada bildiğimiz numaralarına başvursa da savunmada takımının istediği sertliği yerine getirdiğini söyleyebilirim. Ayrıca bununla da kalmadı, herkesi şaşırtarak tam 13 sayı attı ilk yarıda.

Blatche, 26 sayı 18 ribaund 6 asist 3 blokla oynayarak kaç maçtır olduğu gibi takımını sürükleyen bir numaralı isim olmuş. 6 asisti kariyer rekoru ancak 8 top kaybı da öyle büyük ihtimalle. Takımda önemli performans sergileyen diğer isimler 22 sayı 10 asistle (ve 11’de 8 isabetle) Randy Foye ve geç kaldığı için ilk beş başlayamayıp, kenardan 18 sayı 10 ribaund 5 blokla oynayan McGee. McGee’nin bir bloğu maçı uzatmaya götürmüş ayrıca.

Joe Johnson 47 dakika sahada kalıp 27 sayı 10 asistle takımını olabildiğince ayakta tutmaya çalışmış, ona Josh Smith 18 sayı 11 ribaund 8 asistle yardımda bulunmuş fakat bu performanslar Hawks’ın maçı kazanmasına yetmemiş.

Dwight Howard 18'de 11'le 26 sayı 10 ribaund 3 sayıyla oynamış Hornets'e karşı. Çok da üst düzey bir performans değil ancak takımının en iyisiymiş. Yalnız koskoca son çeyrekte sadece 3 top kullanıp 2 sayı atabildiğini de eklemeden geçmemek lazım.

Son zamanlarda delicesine formda olan Boozer yine 26 sayı, 10 ribaund ve 6 asist ile maçı takımına kazandırmak için çabalamış fakat Udrih'in 25, Evans'ın 24 sayısına yenik düşmüşler.

LaMarcus Aldridge, Warrick ve Taj Gibson'ı karşısında bulunca 32 sayı 7 ribaund ile oynamış ama Rose ve Deng'e karşı bu yeterli olmamış.

Günün X-faktörü:
Hem de ne faktör. Robin Lopez, tam 30 sayı ve 12 ribaundla oynayarak iki alanda da kariyer rekorlarını kırmış. 2 top kaybından başka istatistiği yok ama bu bile çok fazla onun için. Nash'in yanında oynamanın avantajlarından sonuna kadar faydalanmış Lopez. Dragic'in de oynadığı bölümde 6 sayı, 5 ribaund ve 10 asist yaptığını söyleyeyim...

JR Smith yine kenardan gelerek rakibin ipini çekmiş. %50 şut isabetyle 15 sayı üretip, 4 ribaund almış ve 5 asist yapmış. Üstüne de 5 top çalma ve 1 blok eklemiş. Top kaybı da yapmamış. Kısacası istatistiksel anlamda harika bir maç çıkarmış.

Jason Terry de Kidd'in asistlerinden nasibini alarak 17 sayı üretti aynı zamanda 6 da asist yaptı.

İyi mi kötü mü
Al Horford, Brendan Haywood'a karşı özellikle hücumda çok zorlandı. Pota altından değerlendirmesi gereken şanslarıda başarısız olan Horford'ın orta mesafeli şutları da girmeyince, geceyi 4/16 gibi bir pivota yakışmayacak bir yüzde ile bitirdi. Toplamda 13 sayı, 8 ribaund, 4 asist ve 2 bloğu var ama şut yüzdesi bunların önüne geçiyor bence...

Iguodala sadece 15'te 5 şut isabetiyle oynamasına ve 13 sayıda kalmasına rağmen 9 ribaund 10 asistle triple double yapıyormuş neredeyse. Maçın sonucu daha farklı olsa performansının değeri de yükselebilirdi fakat karşılaşmanın galibi 90-99 skorla Lakers olmuş.

Nuggets, yine kendisinden güçsüz Detroit Pistons’a karşı zor anlar yaşasa da Billups ve Carmelo ağır basmış ve 2006’dan beri yenildikleri Pistons’ı bu maçta geçmeyi başarmışlar. Carmelo 8/25 gibi kötü bir yüzdeyle olsa da 24 sayı atmayı başarmış. 4 de top kaybı var Carmelo'nun... Billups'ın 25 sayısı ile yenmişler Pistons'ı.

Bizimkiler:
Hidayet maça üçlükle başlasa da ilk yarıda üç top kaybı yaparak korkuttu. Maçın son çeyreğine kadar da eski maçlardaki kadar olmasa da çok etkili olamadı oyunda. Ancak 4. çeyrekte sahneye çıkarak tam 9 sayı attı Cavs potalarına. Ayrıca bitime çok az süre kala çok kritik bir üçlük attı, bir sonraki hücumda da Jack’in kaçırdığı layup’ı smaçla tamamladı milli basketbolcumuz. Ancak normal sürenin son hücumunda Triano’nun çizemediği oyunun da katkısıyla kötü kullandığını söylemeliyim.

Mehmet ise 9 sayı atarak yine beklentileri karşılayamasa da 11 ribaundu ve 3 bloğu ile umut verdi bizlere. Batının 4 numaralı takımı olarak, ona çok ihtiyaçları olacak ileride.

1 FARKLI FIKIR:

siriusjames dedi ki...

Josh Smith'in ek olarak 7 top çalması da var, quadruple double'a yaklaşmış.