BIY AD

1 Nisan 2010 Perşembe

31 Mart'tan Notlar

Günün hayvan performansları:
Durant dün gece Paul Pierce karşısında coşmuş. 20’de 10’la 37 sayı atmış üstüne 8 ribaund almış genç yıldız. Üstüne 15’te 15 faul isabetini de eklersek ne kadar durdurulmaz olduğunu bir daha görüyoruz. Şu aralar büyük takımları yenerek playoff rakiplerine de bir mesaj veriyorlar, bakalım tecrübenin konuştuğun yerde bu gençler ne yapacak. Durant’in yanında Westbrook’u da atlamayalım, son 4 dakika pek bir şey yapamasa da 21 sayı 10 asisti var. Celtics’e baktığımızda Pierce 15 sayı atmış, Garnett’in 18’i var. Rondo 16 sayı 11 asist eklemiş, Rasheed bile 8’de 7’yle 18 sayı atmış. Geçtiğimiz iki senede skor dağılımının böyle olduğu bir maçta Celtics’in kaybetmesi imkansız olurdu ancak bu sene kaybediyorlar. Her ne kadar yaşlanmış olsalar da %60’la şut atıp bu genç takıma kaybetmeleri onlara tamamen aykırı. Bu da Celtics için işlerin ne kadar ters gittiğini gösteren başka bir maçtı özet olarak.

Gerald Wallace yine tüm efektifliğini gözler önüne sermiş, savunmada da hücumda da oldukça iyi işler yapmış. 11’de 8’le 24 sayısı olan Wallace, bunlara 12 ribaund 3 asist 3 de top çalma eklemiş. Öte yandan Tyson Chandler da 5’te 4’le 15 sayı atarak bu sezonun en iyi maçını çıkarmış. Ayrıca karşılarındaki Sixers’ı 24 top kaybına zorlamışlar takım olarak, tabii Philadelphia ekibinin de katkıları vardır bu rakama. Sonuç olarak Bobcats evinde 76ers’ı 84-103’lük skorla güle oynaya geçmiş.

Toronto’nun Clippers’ı 114-92 mağlup ettiği maçta Chris Bosh her zaman yaptığı gibi yine öne çıkmış. All-Star oyuncu 17’de 12 (ayrıca 10/13 serbest atış) 34 sayı, 11 ribaund, 3 blok ve 1 asistle neredeyse tek başına söküp almış maçı. Bu sıralar Doğu’nun 8. takımı olma konusunda büyük savaş verdikleri Chicago’nun 2 galibiyet önündeler ve büyük ihtimalle de playofflara kalacaklar gibi gözüküyor.Toronto çok bariz zaafları olan bir takım. Playofflar da biraz strateji savaşı koktuğu için onlara büyük çoğunluk (ben dahil) hiç şans vermiyor olası bir Cavaliers eşleşmesinde.

Al Jefferson, takımının üst üste 17. maçını kaybetmesine izin vermemiş. 19 sayı, 12 ribaundunun yanında defansta da çok alışık olmadığımız şekilde 6 blok yapmış. Darko Milicic de ona 15 sayı, 10 ribaund 4 blok ile yardımcı olmuş. Thompson ile Landry'den oluşan Kings pota altına fazla cüsseli gelmişler. Bu arada Landry 22 sayı, 7 ribaund ile biraz Wolves'a karşı gelmeye çalışmış ancak yeterli olamamış.

Joe Johnson, takımının Lakers’ı duman ettiği gecede en önemli etken olarak öne çıktı. Yıldız oyuncu, 20’de 10’la 25 sayı bulurken 8 asisti ve 3 ribaundu ile karşılaşmayı Atlanta’ya getiren isim oldu. Lakers’ın bu sezon ki büyük takımlara karşı maç kazan(a)mama fobisinden gayet iyi yararlandılar takım olarak.

Aslında Wizards'da çok göze batan bir performans yok, belki son zamanlarda pek fazla sayı attığını görmediğimiz Mike Miller'ı sayabiliriz. 14'te 9 isabetle 27 sayı atmış ve 7 ribaund almış. 16 maçtır kaybeden takımına Hornets karşısında uzun süre sonra kazanma duygusunu tattırmış.

Gecenin en heyecanlı iki maçından biri olan Milwaukee - Cleveland yine LeBron imzası vardı. 17’de 7 ile 23 sayı, 9 ribaund, 7 asist, 1 top çalma(maçın en önemli topu), 1 blok istatistikleriyle maça damga vurdu süper yıldız. Belki çok yüzdeli atmadı; fakat efektif oyunu izlenmeye değerdi. Belki de uzatmaya gidecek maçta, Ridnour’un verdiği kötü pası çalarak baskete gitmesiyle oyun neticelendi zaten. Mo Williams’ın katkısı da yadsınamayacak seviyedeydi dün gece için. Son aylarda baya bir istikrarsızdı yıldız guard. Umarım dün gece ile birlikte bu zinciri de kırmıştır ve takım olarak komple karşımıza çıkarlar playofflarda. Saha avantajı zaten onlarda olacak tüm takımlara karşı. Kısacası bundan sonra Cleveland için çok laf etmeye gerek yok. Şu anda en iddialı takım konumundalar ve geçen seneye göre daha tecrübeliler. Her şey kendi ellerinde kısaca.

Steve Nash 16’da 9’la 24 sayı 14 asist 7 ribaundla oynayarak takımının üç alanda da lideri olmuş. Ancak maçın sonlarına doğru zaman geçirirken amaçsız Jarvis Hayes’in topu çalmaya çalıştığı pozisyonda ayak bileğini burkmuş talihsiz bir şekilde. Çok önemli olduğunu sanmıyorum ama. Son günlerde biraz daha moral bulan acıların ekibi New Jersey de fena mücadele etmese de Phoenix’e güçleri yetmemiş, üçüncü çeyrekte maçı kaybetmişler.

Utah Jazz, dün gece Warriors’ı mağlup ederken Boozer yine bu sezon çok alıştığımız performanslarından birini izlettirmiş Energy Solutions Arena’daki herkese. 14’de 12 ile 25 sayı, 13 ribaund, 2 asist ve 2 top çalmalık performans, zaten bir vursan yıkılacak olan GSW savunması, bu performans karşısında komple dağılmış. Fark daha maçın 5. dakikasından açılmaya başlamış ve bir daha da hiç kapanmamış. Daha sonra iki takımda kafasına göre takılmış bir “Warriors Klasiği” olarak. Monta Ellis’in yokluğunda belki top paylaşılır diyordum; ama o da olmamış. Kısacası bu takımdan iş geçmiş artık. Bu arada Deron Williams’ın 19 asisti de çok ayrı duruyor; ama Warriors’a karşı yapılmış olması biraz bozuyor işi. Yine de alkışlar D-Will’e.

Dallas uzun süreden beri hasret kaldığı JET’ine kavuştu bildiğiniz gibi. Dün de Memphis karşısında Terry, 24’de 11 ile 29 sayı bularak uzatma sonucu kazanılan maçta çok büyük rol oynamış. Ayrıca 6 asist ve 4 top çalması da sakatlıktan dönüşü kolay atlattığını gösteriyor bizlere. Yalnız maçın asıl kahramanı Nowitzki olmuş bulduğu 28 sayının 18’ini son 11 dakika da bularak. Maç içinde baya kötü atmış; ama büyük oyuncu zor zamanlarda ortaya çıkar ya. O da aynen takımının ona en çok ihtiyaç duyduğu anda sahaya çıkarak Memphis karşısında galibiyeti getiren en büyük etken olmuş. Onun istatistiklerine bakacak olursak, 23’le 9 ile 28 sayı, 5 ribaund, 6 asist, 2 top çalma. Böylelikle Mavs batıdaki ikinciliğini biraz daha sağlama aldı diyebiliriz. Şu an için bir de Utah tehdidi var; ancak bu zamanlarda tecrübe ön plana çıktığı için ben de Dallas’ın ikinci olacağı kanısındayım.

Boşa Kürek Çekenler
Chris Kaman, Toronto’ya karşı var gücüyle karşı koymuş; ama yine de olmamış. İstatistikleri ise çok güzel özellikle aldığı hücum ribaundları anlamında. Toplam13 ribaund çekmiş All-Star oyuncu ve de bunların 7’si hücum ribaundu. Sadece bunla bitmemiş 22 sayı, 3 asisit ve 3 blokluk hayvan bir performans sunmuş bizlere; ama yazık ki karşı tarafta Bosh’tan daha hayvanı gelmiş.

Dallas’a karşı Memphis’te Randolph,Mayo ve Conley üçlüsünün ekstra oyunları Nowitzki’nin son dakikalarda kumandayı eline almasıyla boşa gitmiş; ama tek Nowitzki diyerek bitiremem. OJ Mayo’nun hem son çeyreğin hem de uzatmanın son topunda kullandığı girmeyen üçlükler de Memphis’in maçı alamamasına büyük etken olmuş. Bu üçlünün istatistiklerine yakından bakacak olursak Mayo 10/16 ile 27 sayı, 5 ribaund ve 1 asist, Zach Randolph 21’de 8’le 24 sayı, 12 ribaund ve 3 asist, Conley ise kariyerinin en güzel maçlarından birini yaşadığı gecede 18’de 11 ile 25 sayı, 6 ribaund ve 5 asistle oynamış.

Kobe, bu sezon boyunca büyük takımlara karşı hep istikrarsız bir tablo çizen Lakers’ı kurtaramadı Atlanta karşısında. 21’ de 12 ile bulduğu 28 sayının yanında 3 ribaund ve 4 asisti vardı süper yıldızın; ama çok büyük bir umursamazlık vardı takımında. Sadece Kobe ve biraz da Ron Artest vardı maç içerisinde. Fark da bir 3. çeyreğin sonuna doğru 25’e dayandı zaten. Maç da güzel güzel gitti Atlanta taraflarına doğru. Artık onlar için Batı’da birincilik, genelde ikincilik olacak gibi. O nedenle takım olarak pek zorlamıyorlar herhalde. Bu kadroya başka bir açıklama bulamıyorum çünkü.
 
Günün X-Faktörü
George Hill, hayatının maçını oynamış Houston’a karşı. Genç guard 15’de 11 ile bulduğu 30 sayıyla maçın en skoreri olurken, 7 ribaund ve özellikle 5 top çalmayla savunma anlamında da takımına azami katkı vermiş. 2 asist ve 1 bloğu bu istatistiklerinin yanında sönük kalsa da onları da unutmamak lazım. San Antonio, Hill’in kariyer gecesinde maçı da rahat kazanmış.

Kyle Korver, Golden State’e karşı 12’de 8 isabetle(3/6 üçlük) 21 sayı üretirken yanında 4 ribaund, 2 asist, 2 top çalma ve 1 blokluk performansıyla amiyane tabirle takılmadıkları maçı çok rahat kazanmışlar.

Mike Miller, 15 maçtır galibiyet yüzü görmeyen takımının yüzünü güldürmüş sonunda. 9/14 isabet oranı ile 27 sayı, 7 ribaund ve 2 asist üretmiş New Orleans Hornets’a karşı. Hornets takımı herhalde Lakers galibiyetinden sonra baya bir rahatlamış olmalı ki takasın son gününden beri perişan halde olan Wizards’a kaybettiler. Şu an Nets onlardan daha formda. O derece formsuzdular yani. Yine de Miller’ın katkısını suçu Hornets’de bularak küçümsemeyelim.

Takımını Baltalayanlar
New York Knicks’e takaslar hiç mi hiç yaramamış. Tel tel dökülmüşler Portland karşısında. Maç zaten daha 3. dakika da gidince, Blazers oyuncuları şov yapmış tam anlamıyla. Özellikle Roy’un Lee üzerinden vurduğu smaç çok çok etkileyici. Neyse konuyu dağıtmadan yeni oyuncular T-Mac ve Eddie House ikilisi toplamda 2 sayı bulmuşlar. T-Mac oyunda bulunduğu süre içerisinde 4’te 1 ile atmış. Eski halinden hiç mi hiç eser yok. Buna rağmen o az sürede iki de top kaybı yapmış, olumlu anlamda ise sadece 1 asisti var. Onun adına yakışmıyor bu performanslar. House ise 5 şutunda da isabet bulamayarak skor anlamında katkı vermemiş ve 1 top çalmaya karşılık, 1 top kaybı ile bunları da nötrleyerek, kendini kullanıma kapatmış maç boyunca. Yakışmamış iki oyuncuya da bu sönük performansları.

Bizimkiler
Mehmet takımının Golden State’i konuk ettiği gecede bir double double’a daha imza atmış. 13’de 6 ile 18 sayı, 5’i hücum olmak üzere 10 ribaund ve 2 asistle takımının şov yaptığı maçta güzel bir performansla hepimizi mutlu etti. Rakipleri Dallas’la beraber son maçlarını teker teker kazanıyorlar; ikincilik savaşı kora kor devam ediyor. Umalım ki iyi yerlere gelsinler ve geçen sene Hidayet’i izlerken aldığımız zevki bu sene Utah ve Memo’dan alalım.

Ersan ise takımının Cleveland’a kaybettiği maçta eh işte fiyebileceğimiz bir performans sunmuş bizlere. 13’te 6 isabetle 13 sayı bulmuş yanında da 5 ribaundu var. Aslında çok da fena değil; ama Ersan her maçta doule doble yapabilecek kapasiteye sahip bir oyuncu. Ama yine de takımına elle tutulur bir katkı vermiş Milli oyuncumuz, özetlerde gördüğüm kadarıyla son çeyrekte takımının öne geçmesini de sağlamış ama 29'a 12'lik çalınan faul farkı nedeniyle Bucks kaybetmiş.

Hidayet ise yine yedek başladığı maçta, 5’de 3 ile 6 sayı, 6 asist ve 3 ribaundluk performansla hiç kimseyi memnun edememiş. Homurtular ciddi şekilde duyulmaya başlandı artık. Bir an evvel sorumluluk alması lazım. O boşladıkça olaylar içinden daha çıkılmaz bir hal alacaktır gibime geliyor.

3 FARKLI FIKIR:

Adsız dedi ki...

Hocam boxscore'a bakarak konuşmuşsun yalnız Ersan konusunda..

Eh işte diyebileceğimiz bir performans istatistiklerde evet ama maçın kopmamasını sağladı üstüste isabet bulduğu atışlarla..Son çeyrek özellikle Amerikan spikerler Ersan'dan epey bahsettiler.

KskHyTr dedi ki...

Ersanın bir felaket sutu var(sanırım 24 saniye tabelasını vurdu saol dipten) baya bir eğlendiler osırada spikerler:)

EsKenes dedi ki...

Oldukça güzel bir yazı Yusuf, belli ki çok emek vermişsin. Ellerine sağlık.