
Hastalığı tam olarak geçmeyen Ömer Onan'dan yoksun bir şekilde çıktık maça. Ayrıca dünkü maçta sakatlanan Engin de oynayabilecek durumda değildi.
Kerem-Hedo-Bekir-Ersan-Aşık 5'i ile hava atışı yapıldı. Bulgaristan defansta alan savunmasıyla başladı ancak ilk bomboş üçlüğümüzde Hedo isabeti bulamadı. Hemen ardından aynı noktadan Bekir de kaçırınca "Acaba zorlanacak mıyız?" diye düşünürken buldum kendimi. Ancak Bekir eline gelen ikinci fırsatı tepmedi ve üçlüğü gönderdi Bulgar potasına. Ömer'in iyi savunması sayesinde çıktığımız hızlı hücumda Ersan ile 2 sayı bulduk ardından yine Ersan hücum ribaundu yaparak rahat bir şekilde 2 sayı daha buldu. O noktada kafamdaki bütün soru işaretleri silinmişti bile.
Bulgaristan ise tamamen üçlük ve şut üzerinden oynuyordu ve bunlarda pek başarılı olduklarını söyleyemeyeceğim. Ersan müthiş oyununu sürdürerek önce bir hücum ribaundu aldı, ertesi hücumda da üçlük buldu. Bulgarlar ise her hücumu 10 saniyenin altında kullanmaya yemin etmişlerdi adeta. Ama öyle Phoenix Suns sistemiyle falan karıştırmayın sakın. Biz arkadaşlarla oynadığımız sokak basketbolunda bile daha organize hücum ediyoruz. Hücumlarında ortalama 3 pas bile yapmadıklarını söyleyebilirim. İlk çeyreğin ilerleyen dakikalarında Aşık'ı birkaç pozisyonda topla buluşturup boyalı alandan oynamaya başladık. Ardından Aşık'ın yerine giren Oğuz ile de değişen birşey olmadı. Hücumlarımız, hemen her pota altına indiğimizde ya faul ya da basketle sonuçlanıyordu. Ersan mükemmel oyununu, bize sorun yaşatacağını düşündüğümüz Rowland'a koyduğu blok ve bir de orta mesafe atışıyla devam ettirdi. Çeyreğin son hücumunda da Ender son saniyeye kadar topu elinde tutup, kaldırıp üçlüğü sokunca durumu 24-15'e getirdik.


Son olarak bu yazının 4. çeyreğin bitimine 6 dakika varken bittiğini belirtmeliyim çünkü dışarı çıkmam lazım ve bu noktadan sonra maçı izlemenin pek bir anlamı olduğunu düşünmüyorum.
İkinci gruplara 2 galibiyet taşımamız için şimdi Polonya'yı yenmemiz lazım. Bunu başaracak güçteyiz ancak evsahibi gerçekten çok kuvvetli. Artık gece veya yarın vaktim olursa o konuda birkaç satır çiziktiririm.
Teşekkürler Milli Takım...
Not: Üçüncü çeyreğin sonundaki Ender - Aşık alley-oop'u çok güzeldi, görmeyenler, maçın tekrarında kaçırmasın.
Resimler: NTVSpor
1 FARKLI FIKIR:
Ben Bulgaristan'ın kötü oyununa da takıldım açıkcası. Turnuva öncesi oynadığı hazırlık maçlarında zaman zaman güzel oyunlar sergileyen Bulgaristan’ın bu kadar kötü bir performans göstereceğini beklemiyordum. Maccabi yıllarında oynattığı inanılmaz güzel hücum setleriyle efsane haline gelen koç Pini Gershon Bulgaristan adına en önemli artıydı turnuva öncesi. Ama bugün oynadıkları oyuna basketbol tanımlaması yapmak kesinlikle sokakta oynanan oyunu bile aşağılamak olur. Bu denli savruk, bu denli güvensiz, bu denli kendi bilmez bir oyun anlayışını uzun yıllardır görmemiştim.
Maç değerlendirmesi için;
http://www.mumtazdemirci.com/avrupa-basketbol-sampiyonasi-turkiye-bulgaristan/
Yorum Gönder