BIY AD

12 Eylül 2009 Cumartesi

Aynen Devam: Türkiye 63 - İspanya 60 (Maç Analizi)

Maça perdeler ve ikili oyunlarla başladık 5-6 tane üstüste. Bütün atışlarımızı çembere kadar inip turnike ve smaçlar ile bulduk. Bir tanesini Aşık kaçırdı o kadar. Rubio'yu Hidayet özellikle geriden savunuyordu, o da boş 3'lüğünde isabeti bulunca açıkçası korkmadım değil ancak maçın ilerleyen dakikalarında korkumun yersiz olduğunu göreceğimi bilmiyordum. Bana göre maçın başında Hidayete'i Fernandez savunurken, post up'ta kullanmalıydık ancak maçtan sonraki röportajlarda Hidayet'in dizinin ağrısının çok arttığını öğrendim. Maç içinde aldığım notlarda normalde Hedo'ya sorumluluk almadığı için ufak eleştiriler yapmıştım ancak bunlara yer vermemeye karar verdim sakatlığından sonra. Defansta ise İspanya'nın top dolaştırıp bulduğu boş şutlarda ve kendisi yarattığı pozisyonlarda Fernandez çok sıcaktı. Defanstaki en büyük eksikliğimiz ise rakibe bol bol hücum ribaundu vermemizdi. Ribaundlar hariç, Aşık'ı çok beğendim. Özellikle Gasol'e karşı yaptığı mükemmel savunmayla çok takdir ettim. Üstüne bir de üçlük çizgisinin gerisinden topu alıp penetre ederek Gasol'ü geçi smaçldığı pozisyon beni hem şaşırttı hem sevindirdi. Ersan ise ilk çeyrekte skor olarak katkı hiç yapamadı ama hücum ribaundlarında etkiliydi. Gerçi maç içinde baktığım sırada yazılmamıştı ama ben iki tane hücum ribaundunu çok net hatırlıyorum ilk çeyrekte. Çeyreğin sonuna doğru Fernandez yine ipleri eline aldı ve skor üretiminde İspanya'yı taşımaya başladı.
Genel olarak baktığımızda ise her pozisyonda potaya penetre etmemiz tek kelimeyle MÜKEMMELDİ. Böyle bir oyun izlemeyeli çok uzun zaman olmuştu. Nazar değmesin gerçekten bu kadar mı iyi oynanır... Özellikle Kerem Tunçeri'nin bu oyunumuzdaki etkisi çok çok büyüktü. Bir adam bu kadar mı iyi oynar. Helal olsun Kerem. Ender ise oyuna girdikten sonra pek ortalarda gözükmedi.

2. çeyreğin başında ise Kerem kenarda oturduğu için pek sayı üretemedik. Ender ilk 3 maçtaki oyunundan bir hayli uzak gözüktü. Aşık'ın yerine giren Oğuz'un da 5 dakikada 3 faul yapması moralimizi bozdu ancak kim tahmin edebilirdi bunun Semih'in şahlanmasına neden olacağını? Ender-Engin aynı anda oyunda olduğu dönemde İspanyol guardları çok rahat oynamaya başladılar, ayrıca bizim hücumda tek eline baktığımız isim olarak Ersan kaldı. Bunun üstüne deli gibi hücum ribaundu vermeye devam ettiğimiz için İspanya çeyreği genel olarak kendi kontrolünde götürdü. Anca yine de bu hücum ribaundlarına rağmen savunmamız çok sağlamdı ve pek sayı imkanı vermedik rakibimize.
Bu çeyrekte Ersan'ın ilk çeyrek nedeniyle güvenini biraz kaybettiğini düşünüyorum. Bomboş oldğu pozisyonlarda potayı pek düşünmedi. Ardından Ömer Onan ve Kerem aynı anda oyuna girdiler ve çok daha iyi organize olduk. Kerem, Semih'in elinde patlayan, çok kötü bir hücumu uzak mesafeli, el üstü bir 3'lük atarak değerlendirdi. Koca 10 dakikanın hepsini oynayan Fernandez'in 1 sayı bile üretmemesi nedeniyle İspanya bu çeyreği 12 sayı ile kapadı. Ersan ise çeyreğin sonunda bir üçlük buldu ve 36-34 önde girdik devreye. İspanya'da Navarro ise ilk yarıda potayı bile göremedi.

İkinci yarıya yine Kerem'in müthiş üçlüğüyle başladık. İspanya'da ise koç Scariolo pota altı savunmasından memnun olmasa gerek ki Gasol kardeşler ile başladı. Biz ise Oğuz-Aşık ikilisiyle girdik 3. çeyereğe. İlk yarının sonunda bulduğu üçlükle morali yerine gelen Ersan'la niye başlamadık gerçekten anlam veremedim. Navarro 5 sayı üstüste bularak başlayınca bir anda kendimizi 4 sayı geride bulduk. Scariolo'nun Gasol kardeşler formülu tutmuştu, potaya gitmeyi geçtim tamamen üçlüğe dayalı bir oyuna döndük. Bunda ilk yarı mükemmel oynayan Kerem'in de hata payı vardı. Takımı organize edemedi. Ardından Kerem-Ender, Ömer-Ersan ve Aşık-Semih değişikleriyle kendimizi bulduk. Özellikle Ersan bulduğu sayılarla bizim skorda tutunmamızı sağladı. Ayrıca savumada da getirdiği yardımlarla, şutlara el kaldırmasıyla, mükemmel bir iş çıkardı. Hidayet de savunmamıza 3 tane müthiş top çalarak katkıda bulundu. İspanya bu çeyrekte yine ancak 14 sayı bulabildi: 49-48

Son çeyreğe Semih'in mükemmel bloğuyla başladık. Son 10 dakikanın başlarında hücum ribaudnlarında etkili olan taraf bizdik. Özellikle Ersan mükemmel oynuyordu. Bugün sergilediğimiz oyun Semih'i de etkilemiş olacak ki, arada sırada yaptığı hatalara rağmen bugün kendisine geldiğini gördük. İspanya 53-50 öne geçtiğimizde alan savunmasına dönerek bizi durdurmayı düşündü. İlk hücumumuzda Engin'e bomboş hazırladığımız üçlükte isabet bulamadık. Zorlanmaya başladık bu savunmaya karşı, Ender'in uzaktan ve el üstünden kullandığı ve sokamadığı üçlük bunu kanıtlıyordu. 3 kısayla oynamamıza rağmen yeterince top dolaştıramıyorduk. Ardından oyune Sinan yerine Hedo girdi hücumumuz çok daha iyi şekillenmeye başladı. Ersan'ın onların yarı sahasında yaptığı saçma faul sonrası Gasol'ün bulduğu serbest atış ile uzun süre sonra ilk defa geri düştük: 55-56. Ersan hemen bunun arkasındaki pozisyonda hücum ribaundunu alıp tamamlayarak kendisini affettirdi. Benim saydığım en az 6-7 hücum ribaundu Ersan ama tipleyerek başkalarına kazandırdığı hücum ribaundlarını Eurobasket organizasyonu Ersan'a yazmamış maalesef skorbordda...
Hedo ile hücumumuz daha iyi şekilleniyor demiştim ya, pota altına mükemmel bir pas verdi Hedo'muz, Semih ise bunu arkası dönükken alley-oop'a dönüştürmeyi başardı. Çok güzel bir andı bizim için. Oyunun özellikle son 2 dakikasında Ender formda olmadığını bas bas bağırsa da, niye Kerem'i düşünmedi Tanjevic, gerçekten aklım almıyor. İşte ben tam böyle düşünürken, Ender savunmadaki boşluğu değerlendirerek kolay bir turnike buldu, sevindirdi bizi. Semih'in savunmada çaldığı topla maç bize dönmüştü ancak takımımızın yıldızları Ersan-Hedo ikilisinden affedilmez bir hata geldi. Hedo'nun içeri doğru penetre edip sıkışınca dışarı çıkardığı top Ersan'ın bir hayli üzerinden, bizim yarı sahamıza geçti. Ersan da geri koşup topa dokunmakta (böylece geri pas olmasını sağlamakta) gecikince, Navarro topu kaparak bomboş bir turnike attı ve skoru 61-60'a getirdi. Son 1 dakikada, sakat olmasına rağmen niye topu Hedo'ya vermediğimizi bilmiyorum. Ersan'ın zorlama üçlüğünün girmemesinin ardından Semih'in hücum ribaundunu alması çok kritikti. Ancak bunun ardından Ender Arslan önceki 3 maçtaki gibi oynadığını sanarak el üstü bir orta mesafe şutu denedi ve başarılı olamadı. Üstelik 29-30 saniye kala yerine, saati 20'ye kadar düşürmüştü. Yani son hücumu kullanma hakkı İspanya'daydı. Mola aldılar, bizde Aşık savunma yapması için oyuna girdi Engin'in yerine ve 2 uzun + Ersan'a döndük. Son 10 saniyede Ersan ile eşleşen Llull hızını kullanarak çembere kadar gitmek istedi ve tam ortadan turnikeye girdi. İşte burada Ersan-Aşık ikilisi sahneye çıktı, Ersan arkadan, Ömer ise cepheden Llull'ı öyle bir blokladılar ki, İspanyol oyuncu ne olduğunu şaşırdı ve maçı kazandık.

Mükemmel bir tecrübeydi. Maçın sonunu böyle oynayarak da kazanabileceğimizi göstermiş olduk. Ancak kaybetseydik Kerem yerine Ender'i tercih eden Tanjevic'e sıralayacağımız eleştiriler kaç paragraf oludu bilmiyorum. Ayrıca ilk çeyrekte Pau Gasol'e karşı mükemmel oynayan Aşık'ın da ilerleyen dakikalarda hemen hemen hiç süre alamadığını belirtmeliyim...

Yine de çok güzel bir galibiyetti, bu grupta 3. galibiyetimizi yazdık. Önümüzdeki 2 maçtan sadece 1'ini kazanırsak birinciliğe oturacağız ve öbür grubun sonuncusuyla eşleşeceğiz.

Dördüncü kere Teşekkürler Milli Takım.

0 FARKLI FIKIR: