Konferans yarıfinallerinin açılış maçında tam bir basketbol ziyafeti sundu iki takım bize. Beklediğimiz gibi genelde yavaş temponun hakim olduğu ve savunmaların ön planda olduğu bir maç oynandı. Maçın ilk sayılarını atan Mo Williams sonrasında yaptığı 2 top kaybıyla hem rakibin fastbreak sayılarıyla skor üstünlüğünü ele geçirmesine neden oldu, hem de akıllara, “yoksa yine playoff sendromu mu?” sorusunu getirdi. İlk dakikalarda rakibin kaçan şutlarında Rondo’nun oyunu hızlandırıp savunma yerleşmeden sayı bulma çabaları, Paul Pierce’ın oyuna sıcak elle başlamasıyla birleşince Pierce ile üst üste kolay sayılar buldu Celtics. Cavaliers ise bu dakikalarda Anthony Parker ve Mo Williams ile tepede oynadığı pick & roll'lar sonucu bulduğu orta mesafe şutları sayıya çevirerek skor üretiyordu. Bu dakikalarda gözüme çarpan bir başka detay da Boston’un rakibine göre çok daha iyi geri koşması ve kolay sayılara izin vermemesiydi. Çeyreğin ortalarına doğru Cavaliers’ın 2 temel hücum seti dikkat çekti. Bunlardan ilki, alçak postta Jamison’a topu indirip, onun Garnett’e karşı yüzü dönük oyunu. Bir diğeri ise yine alçak postta LeBron’u topla buluşturup, onun sizeını kullanmasıyla yaptığı post uplar. Çeyreğin ortasından itibaren maç sonuna kadar olmasa da son çeyreğe kadar esecek olan Rondo fırtınasının ilk sinyalleri verilmeye başlandı. Sol çaprazdan Perkins ile pick’n roll oynayan Rondo içeri penetre edip ya takım arkadaşlarına asist yapıyor ya da pozisyonu kendi bitiriyordu. Cavaliers uzunlarının (ilginçtir ki Varejao da dahil) bu hücum setine bir türlü çözüm üretememesi üzerine genç oyuncu kaynaklı üst üste sayılar geldi Celtics adına. Aynı dakikalarda Boston’un bir diğer hücum opsiyonu da Garnett’in boyalı alanda Jamison’a karşı boy ve fizik avantajını kullanarak ürettiği sayılardı. Cavaliers cephesinde ise LeBron’un post up oyunlarından sayı çıkaramaması farkın Celtics lehine açılmasını sağladı ve ilk çeyrek 26-20 Celtics üstünlüğüyle sonuçlandı. İlk çeyrek boyunca 5 şutundan yalnızca birini sokabilen LeBron, faul çizgisinden bulduğu sayılarla takımını ayakta tutabildi.
İkinci çeyreği Shaq’a potaya yakın yerlerde top indirerek başladı Cavaliers, ancak Shaq bu topları iyi değerlendiremeyince sinirlendi ve üst üste fauller yaparak kenara geldi. İkinci çeyreğin ilk 3 dakikasında skor üretemedi Cleveland. Ancak sonrasında çift oyun kurucuya döndüler(Mo-Delonte) ve Ray Allen’ın Delonte savunmasında çok yavaş kalmasıyla, bu oyuncu üzerinden üst üste 6 sayı buldular. Bunun üzerine gelen Boston molasıyla Rondo oyuna girdi ve Delonte’nin hücumdaki etkinliği azaldı. Rondo’nun oyuna girmesi Boston’un savunmasının yanı sıra hücumunu da birkaç seviye yukarı taşıdı. Çeyreğin başında Jamison’a karşı fizik avantajını bu kez de Rasheed ile kullanmaya çalışan Rivers, Rasheed’in hücumdaki etkisizliğine, yaptığı 3 faul de eklenince onu kenara almak zorunda kaldı. Çeyreğin ortalarında alçak postta topla buluşan Garnett’in gerek kendi kullandığı şutlarda bulduğu isabetlerle, gerekse kısaların katlarını iyi görüp onlara indirdiği paslarla skor üretti Boston. Bu bölümde Boston, oyun zekası olarak rakibine çok ağır bastı. Savunmada rakibin pas trafiğini engelleyemeyen Cleveland, pick’n roll'lara da çözüm bulamayınca oyunda üstünlük yeniden Celtics’e geçti. Rakibinin sert savunması sonucu faul problemine girmesini iyi değerlendiren Cavaliers, sık sık serbest atış çizgisine giderek sayılar buldu ve ilk yarı 54-43 Boston üstünlüğüyle tamamlandı.
İlk Yarıdan Notlar: İlk yarının kahramanı, devreye 19 sayı-8 asist sığdıran Rondo idi. Paul Pierce ve Garnett de 10’ar sayıyla eşlik etti Rondo’ya. Cavaliers’te ise LeBron’un 14, kenardan gelen Delonte’nin 8, Hickson’ın ise 7 sayısı vardı.
İkinci yarıya LeBron’ın içeri kararlı bir şekilde yaptığı penetrelerin yanı sıra Shaq ile hücumda etkili başlayan Cavaliers, yakaladığı 8-2’lik seriyle farkı 5’e kadar indirdi. Fakat bu dakikalarda Rondo’nun, Shaq’a üst üste fauller aldırıp onu faul problemine sokması, Boston savunmasını bir nebze olsun rahatlattı. Bu arada devrenin başında Mike Brown’ın Rondo’yu savunması için Parker’ı görevlendirdiğini de hatırlatalım. Çeyreğin ortalarına doğru Ray Allen’in bulduğu üçlüklerle fark 11 sayıya gelince Brown mola almak zorunda kaldı. Mola dönüşünde ise tam bir Mo Williams şov vardı. Önce kaptığı toplarla fast break sayıları buldu, sonra ise perdelemelerden çıkarak el üst şutlar soktu. Hücumda durdurulamayan Mo attığı üst üste 10 sayıyla (ki bir de kariyerinin ilk smacını vurdu) farkı yeniden 5’e indirdi ve takımını maça ortak etti. Çeyreğin sonlarına doğru Varejao’nun rakip pota altında topladığı hücum ribaundlardan da sayı çıkarmayı başaran Cavaliers, çeyrek sonunda LeBron’un bulduğu basketle uzun bir aradan sonra ilk defa öne geçti(79-78). Çeyreğin sonunda yanlış saymadıysam üst üste 11 hücumdan sayıyla döndü Cavaliers ve bu çeyrekte tam 36 sayı üretti.
Son çeyreğe Glen Davis’in pota altından bulduğu sayılarla giren Boston, savunmada LeBron ve Mo’yu durduramayınca, seyirci desteğini de arkasına alan Cavaliers, oyunda hakimiyeti ele geçirdi. Bu bölümlerde Rondo’nun tepedeki ikili oyunlarına diğer uzunun yardıma gelmesiyle çözüm üretti Cavaliers ve Celtics’in bu hücum setini tamamen işlemez hale getirdi. Pierce ve Allen’ın screen çıkışları sonucu orta ve ya uzak mesafeli şutlarına dayalı olan hücum seti de şutların kaçmasıyla sonuç vermeyince hücumda kitlendi deplasman ekibi. Son dakikalarda LeBron üzerinden oynadığı isolation hücumlarıyla sayılar bulan Cavaliers’a rakibinden karşılık gelmeyince, ev sahibi ekip maçı 101-93 kazandı.
Maçtan Notlar: Celtics’in açık ara en etkili ismi 27 sayı-12 asist-6 ribaundla oynayan Rondo idi. Maça çok iyi başlayan Pierce sonrasında LeBron savunmasında pek etkili olamadı ve 5/17 saha içi isabetiyle maçı 13 sayıda tamamladı. Garnett 18 sayı-10 ribaund’lık performansla, kendini bu seriye sakladığını gösterdi bize. Cavaliers’te ise LeBron 35 sayı-7 ribaund-7 asist ile artık görmeye alıştığımız performanslarına bir yenisini ekledi. Beklentileri öyle bir seviyeye çekti ki Lebron, artık yaptığı bu müthiş istatistikler bana sıradan gibi gelmeye başladı. Üçüncü çeyrekte takımının hücumda ritim bulmasını sağlayan Mo 20 sayı-6 asist ile takımının diğer etkili ismiydi.
2 Mayıs 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 FARKLI FIKIR:
Boston salaklığına yansın elleriyle verdiler maçı ..
Rasheed Wallace ne işe yarar, adam resman takımı manipüle ediyor arkadaş !
Rasheed in geçmisi banka hesapları araştırılsın arkadaş:)) Ahmet çakarvari oldu sanırım:)
8 de nba tv de sanırım bucks-hawks maçı var...
maçı cavs'a kazandıran lebron'ın pierce'a yaptığı müthiş savunmaydı bence. bir tane 3lük attı boş onun dışında ilk baştaki sayıları saymazsak doğru düzgün sayısı yok. başta 8 sayı atmıştı bir boş üçlük attı 11 2 tane daha atmış onun dışında işte.. lebron elinden top mu almadı pasını mı kesmedi her türlü zorladı pierce'ı..
seriyi cavs rahat alamayacak ama zorlar bu boston eşleşmeler sayesinde. jamison çok kötü mo da savunma anlamında çok kötü rondoya westi vermeliydi. parker da iyi savundu ama geç kaldı koç.
Yorum Gönder