BIY AD

8 Eylül 2009 Salı

Çok İyi Başladık 84-76: Maç Analizi

Hava atışı yapılmadan maça kötü bir "başlangıç" yapmıştık Ömer Onan'dan gelen hastalık haberiyle. Zaten rahatsızlığı varken, ateşinin hemen maç öncesi 39'a çıkmasından dolayı kadroda yerini alamadı.

Kerem-Engin-Hedo-Ersan-Aşık 5'iyle oyuna başladık. Litvanya'nın pick&roll'larından korkuyorduk ancak biz Ersan'ın pick&roll'larda bulduğu sayılarla maça hızlı girdik. Öbür tarafta ise Kleiza yaptığı top kayıplarıyla Litvanya'yı biraz durdurdu. Ömer Aşık'a iki ucuz faul çalındıktan sonra şanssızlığımız Semih ile beraber karşı tarafta oyuna Petravicius'un girmesi oldu. Yakın mesafeden bulduğu sayılarla Litvanya'yı öne geçirdi. İlk çeyreği Litvanya bu avantajla 22-19 önde geçti.

Semih 2. çeyrekte oyundan çıkana kadar takımımıza fayda sağlayamadı. Sinan Güler de oyunda olduğu dönemde rakip guardlara yaptığı savunmayla ön plana çıktı. Hidayet'in dışarıda fazlasıyla dinlendiği dönemde Ersan bulduğu sayılarla takımımızı sırtladı. 26 sayıya ulaştığımızda, bunların 13'ü ona aitti. Hedo da tazelenmiş bir şekilde oyuna girdiğinde üstüste bulduğu 4 sayı ile dinlenmesinin doğru karar olduğunu gösteriyordu adeta. Ömer benim Milli takım analizimde yazdığım gibi, şom ağızım sağolsun ilk yarıda toplam 5 dakika oyunda kalabildi ve 3. faulünü alarak kenara alındı. Petravicius yine Milli takımımızı en çok zorlayan isim oldu. Ardından tam Hedo'nun eline çok bakmaya başladığımızı düşündüğüm sırada, devreye Oğuz girdi ve devreyi 39-39 berabere tamamladık.

Devre ile ilgili önemli bir not vermek istiyorum: Barış Hersek'in oyuna girdiği kısacık zamanda, kendisine gelen bomboş üçlük şansını değerlendirmeyip 2 kişinin üzerine penetre etmesi ve top kaybetmesi, Barış'ın hala kendisine güvenmediğinin göstergesiydi.

İkinci yarıya, ilk 5'imizden 3 oyuncuyu değiştirerek başladık: Ender-Sinan-Hedo-Ersan-Oğuz. Özellikle Sinan ve Ender kumarı müthiş yerinde oldu. Bu ikili farkı 7 sayıya kadar çıkardığımız dönemde çok etkiliydiler. Sinan yaptığı savunma ve ribaundlarda uzunlarımıza tiplediği toplarla müthiş başarılı olurken, Ender savunmada pek gözükmese de hücumda bulduğu boş turnikelerle rakibin direncini kırdı. Hele Sinan-Ender-Sinan sıralaması ile attıkları üç 3'lük var ki 1 dakika için de, o anda koltuktan fırlamayan kaç basketbolsever vardır bilmiyorum... Bu sırada Litvanya Kleiza'nın bulduğu sayılarla atağımıza cevap vermeye çalışıyordu. Çeyreğin ilerleyen dakikalarında ise çok iyi top dolaştırıp boş adamlarımızı bulduk ve onlara faul yapılmasına sebebiyet verdik.
Bu çeyrekle ilgili detaylar ise Aşık'sız 5 sayılık farkı yakalamamız, Bekir'in savunmadaki gayreti ve özellikle çeyreğin son hücumunda 5 şutörü oyunda olan Litvanya'ya karşı alan savunması yapmamızdı. Tabii ki 3'lüğü potamızda gördük ve son çeyreğe 8 yerine 5 sayılık avantajla girdik: 63-58

Dördüncü çeyreğe Mazutis'in köşeden bulduğu bomboş üçlükle başladılar. İhsan Bayülken ve Murat Murathanoğlu maç sırasında "çok çok çok ekstra bir katkı" diye anlattılar bu olayı. Bir arkadaşımın deyimiyle "Litvanya'da sokaktan birini çevirsen bomboş üçlüğü değerlendirir." Acaba şu anda sakin haldeyken bu teze katılırlar mı yoksa ekstra üçlük olduğunda ısrarcı mı olurlar? Her neyse devam edelim. Dev gibi bir beşle mücadele etmeye başladık: Kerem-Hedo-Ersan-Semih-Aşık. Ancak pek hayırını göremeden Semih iki faul üstüste yaparak 5'ledi ve yerini Oğuz'a bıraktı. Aynı zamanda Ender de Kerem'in yerine girdi ve bu noktadan sonra ipleri eline aldı. Aşık'a yaptığı asist ve kendisine yapılan faulleri isabetli değerlendirmesiyle maçı tuttu çekti Litvanyalılar'ın elinden aldı. Tabii ki 5 dakika boyunca sadece Jasaitis'ten bir üçlük yememizin de bunda payı vardı. Ömer Aşık ve Oğuz Savaş pota altını rakip uzunlara kararttılar. Bu kısır dönemlerinde tabii ki sansımız da biraz yardım etti, Litvanya boş üçlükleri değerlendiremedi ve maçı 84-76 kazandık.

Son birkaç not:

- Önceki yazımda değindiğim gibi zannedersem Fatih'i buraya getirmek daha doğru bir karar olacaktı Semih'ten ziyade. Zira bunu Tanjevic de Semih'i oyuna aldığının 10. saniyesinde anladı...

- 7/13 üçlük ve 23/26 faul isabetini bir daha hangi maçta buluruz bilmiyorum. Gerçekten iyi bir günümüzdeydik şutlarımızın girmesi açısından.

- Ender'e nazar değmez inşallah, müthiş oynadı. Bir tane bile hata yapmadı neredeyse. Kendisini istikrarsızlığıyla tanırız ama inşallah bu turnuvalık, her maç böyle oynar da biz de kendisi hakkında fikirlerimizi bir kez daha gözden geçiririz. Helal olsun Ender.

Bir kez daha okuyunca 2 noktaya daha parmak basmam gerektiğini düşündüm:

- Tanjevic'in delicesine yaptığı rotasyon bu maçta bizi olumlu etkilemekle kalmadı, hatta sonraki maçlara da daha dinç kalmamızı sağlayacaktır. Ama ben daha oturmuş ve dar bir rotasyondan yanayım. 8 ana adamın olması, gerisinin faul problemi veya ruhsuzluk/uyuşukluk gibi durumlarda oyuna girmesi gerektiğine inanırım.

- Murat Murathanoğlu'na ise ayrı bir yazı ile değinmeye karar verdim.

Teşekkürler Milli Takım

4 FARKLI FIKIR:

mumtaz dedi ki...

Oldukça Güzel bir değerlendirme bir kez daha. Bu maç hakkında ben de birşeyler karaladım kendi blogumda. Oraya da beklerim :)

http://www.mumtazdemirci.com/avrupa-basketbol-sampiyonasiturkiye-litvanya/

fairfax dedi ki...

Ender'e maca cikmadan once hangi takimla oynarsak oynayalim, Litvanya ile oynadigimizi soylemek lazim baska bir kafa hali ile oynuyor.

Adsız dedi ki...

o üçlük gerçekten ekstraydı...

Unknown dedi ki...

Ben de burdan Radovic'e ayrı bir pencere açmak istiyorum. Böyle bir adam olabilir mi. Adını doğru mu yazdım emin değilim ancak benden çok ağır küfürler yedi. Hele bir de yine yanılmıyorsam Hidayet'in turnike pozisyonuna çalmadığı bir faul ardından Petravicius' a pota altında çalınan dandik düdük... Küfür konusundaki yaratıcılığıma hayran kaldım.