BIY AD

7 Eylül 2009 Pazartesi

Milli Takım Analizi

Resim - NTVSpor

İlk maçımız öncesinde kısa birşeyler yazmak istedim Milli Takımımızla ilgili. NBA analizlerinde olduğu gibi, yine mevkilere göre gitmek istiyorum.

Öncelikle en sorunlu olduğumuz oyun kurucu mevkisi. Seçeneklerimiz oldukça kısıtlı burada. Kerem gibi tecrübeli ve topa hükmetmesini, takıma yön vermesini bilen bir oyuncumuz var ama onun arkasındakiler maalesef güven vermiyor. Özellikle Ender oyundayken her an yanlış bir şut seçimi veya top kaybı yapacakmış gibi korkuyorum. Sinan ve Engin'den ise ancak şutör guard'dan bozma oyun kurucular olarak düşünebiliriz. Engin'i pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim ancak Sinan'ın savunmasını ve gerektiği zaman sorumluluk almaktan çekinmemesini çok beğeniyorum.

Şutör guard mevkisinde ise Ömer Onan'a güvenim sonsuz. Gerek boş kaldığında bulduğu dış atışlarla, gerek rakibin skorerini yavaşlatarak, gerekse hızlı hücuma fırlayıp takımımıza kolay sayı kazandırarak bu takımın önemli bir parçası olduğunu defalarca kez kanıtladı. Ondan arta kalan dakikalarda Engin süre alacaktır. Belki çok kısa süreli de olsa Hedo'yu bu mevkiye, Ersan'ı 3'e çekip çok uzun bir 5 kullanılabilir.

Kısa forvette tabii ki tartışmasız 33 dakika civarları alacak isim Hidayet olacak. NBA'deki yıldızımıza çok güveniyoruz. Tamamen onun üzerine çizilmiş oyunlarımız maalesef yeterli sayıda değil. Biraz onun eline ve yaratıcılığına bırakılmış sanki hücumlar. Bu yüzden omuzlarına normalden daha çok yük biniyor. İnşallah NBA Finalleri'ndeki gibi takımını sırtlamayı başaracak.
Yukarıda bahsettiğim gibi onun kısa süreli olarak şutör guard oynadığı veya kenarda olduğu dakikalarda Ersan'ı ve Bekir'i bu pozisyonu devralırken göreceğiz. Altta da değineceğim gibi Ersan'ın bu pozisyonda mümkün olduğunca az dakika alması yararımıza olacaktır.


Neden Ersan kısa forvet pozisyonunda az görev almalı? Çünkü Barcelona'da uzun forvet pozisyonunda oynayarak inanılmaz başarılı bir sezon geçirdi. Kısa forvete geçtiği zaman da hazırlık maçlarında ne kadar etkisiz kaldığını gördük. Çabukluğunu, sahayı hızlı katedebilmesini ve şut tehdidini kullanması için Ersan'ın kesinlikle 4 numarada oynaması lazım. Onu bu pozisyonda yedekleyecek isim ise hazırlık maçlarında hiç tatmin edici bir performans gösteremeyen Barış Hersek. Yetenekleri, bugüne kadar sergilediklerinden daha üstün ancak kendisine bir türlü yeterince güvenemiyor.
Umarım hazırlık maçlarındaki gibi pivotlarımızdan birini uzun forvetmiş gibi kullanma girişiminde bulunmaz Tanjeviç...

Sıra geldi pivotlarımıza. Dedim ya Ersan uzun forvet oynamalı diye, işte onunla berabre takıma en iyi gidecek isim Ömer Aşık. Çünkü işin defans tarafında Ersan'ın eksikliklerini kapayıp, içeri giren rakip kısalara karşı yardıma gelip atışlarını zorlaştırıyor. Ömer'in kötü oynadığı veya faul problemine girdiği dakikalarda, aynı tipteki diğer uzunumuz Fatih'i Polonya'ya götürmemiş olmamız bir dezavantaj haline dönüşebilir. Belki de sırf bu yüzden Semih'i Türkiye'de bırakmak daha doğru bir seçim olacaktı, bilmiyorum. Semih'e yıllardır bir türlü ısınamadım. Savunmada yaptığı pozisyon hatalarını ve rakiplerin bulduğu bomboş turnikeleri affedemiyorum. Oğuz Savaş'ı ise hem içeriden hem de dışarıdan sayı bulan bir uzun olarak, hücumumuza yeni bir boyut getirdiği için kesinlikle kullanılması gereken bir isim.

Son olarak da nasıl oynayacağımıza gelelim. Gerçi bu konuda herhangi birşey söylemek çok zor. Takımımız o kadar dengesiz ki, hangi gün ne yapacakları belli olmuyor. Ancak hazırlık maçlarında gördüğümüz o ki, son senelerde gördüğümüz trend aynen devam ediyor. Set hücumuna yerleştiğimizde, bir perdelemeden fazlasını kullanmadan topu eline alan, kaldırıp savunmacısının üstünden dış şutu gönderiyor. Oyunumuz buna dönünce, tamamen Hedo ve Ersan'ın eline bakar hale geliyoruz. İyi oynadığımız dönemler ise hep maç içinde hızlı hücuma çıktığımız dilimler oldu. Ersan'ın rakip uzunlardan daha çabuk karşı sahaya geçmesini çok iyi kullanabiliyoruz. Tabii ki bunun için topa baskı yapan, devamlı rakibin önünde kalan bir savunma yapmamız lazım. Bunu 40 dakikaya ne kadar yayabilirsek, maçlarda ve dolayısıyla turnuvada o kadar başarılı olacağız. Ama devamlı set hücumu ettiğimizi farkederseniz, bilin ki o maç bizim için zor geçecektir.

Haydi çocuklar, 1 saat kaldı güzel bir başlangıç yapalım... Bu gruptan çıkmamız konusunda en ufak bir şüphem yok, maksat güzel bir başlangıç yapıp galibiyetlerimizi bir sonraki tura taşımak.


Edit: Bir arkadaşımın uyarısıyla söyleyeyim, bunları Litvanya'ya özel yazmadım. Genel bir analizdi. Litvanya'nın hızlı tempoyu sevdiği açık, 2006'da onları hızlı tempoda yenmiştik, bugün bir İbrahim'imiz yok ancak bu sefer de bize avantaj sağlayacak Ersan'ımız var. Litvanya'ya karşı yavaş mı hızlı mı oynamamız iyi olur bilemiyorum. Çünkü yazı içinde belirttiğim gibi, hazırlık maçlarındaki set hücumlarımız için vasadın altı demek bile çok iyimser bir yaklaşım olur...

1 FARKLI FIKIR:

Adsız dedi ki...

semih'e bende ısınamıyorum sık sık çok gereksiz hareketler yapıyo takımı bozuyo bence, ama 2010 da mehmet okurun takıma döneceğini düşünürsek sanırım takımdan kesilecek ilk isim..