BIY AD

18 Nisan 2010 Pazar

Celtics - Heat Serisi İlk Maç (85 - 76)

“LEASTERN” ve “B(W)ESTERN” esprilerini gördüm geçen bir yerde. Gerçekten, Doğu’daki dengesizliğe uzun süreden beri tanığız. Üstteki takımlarla alttaki takımlar arasında aşırı belirgin güç farkları var. Bunda elbette ki yöneticilerin payı büyük; fakat cezasını biz seyirciler ve o takımların oyuncuları görüyor. Hem taraftarlar hem de oyuncular için birinci turdan sonrası hayal. İşte bu ortamda biraz olsun Wade faktörünün etkisiyle ilgi çekiyordu Doğu’daki 4-5 eşleşmesi.

İlk yarıda oyun Miami’nin üstünlüğüyle geçti. Normal sezonun son 10 maçında 7 mağlubiyet alan Boston, amiyane tabirle hiç takılmadı maça. Ne savunma ne de hücum konusuna yoğunlaşabildiler tam olarak. Rasheed efekti heralde bütün takımı kaplamış diye söylendim çoğunlukla hatta. Örneğin; Miami takımı ilk yarıda 23 ribaund toplarken, Boston 15’te kalmıştı. İlk yarıyı bu farka rağmen Heat, zar zor 44-41’le önde kapayabildi sadece. Hatta ikinci çeyrekte Boston ilk 12 şutunda yalnızca iki isabet bulabildi. Ona rağmen yarının sonunu iyi toparladılar ve ilk yarı sonunda maçtan kopmadılar. Üçüncü çeyreğin başında Wade’in etkili oyunuyla fark maçtaki en büyük değerine ulaştı 14 ile. İşte bu noktada dünkü maç eşleşmenin stratejisini tamamıyla gözler önüne serdi. Boston, Wade’i bir kere bağladı maçta daha da bırakmadı. Zaten maç iki evreden oluştu bana kalırsa: Tony Allen’dan önce ve sonra. Maçın ilk 27 dakikası boyunca Wade ve Miami’nin üstünlüğü vardı. Son 20 dakika ise tamamen Boston’ın önderliğinde geçti. İşte bu son 20 dakikalık Celtics üstünlüğünde başrolde ne Pierce, ne Garnett ne de Ray Allen vardı. Başrol , Wade üzerindeki mükemmel savunmasıyla Tony Allen’ın oldu. Durumu şu örnekle özetlersem daha ikna edici olacak gibime geliyor: Üçüncü çeyreğin bitimine 6:30 kala Allen oyuna girdi. O süreye kadar Wade toplam 20 sayıdaydı ve Heat 61-47 ile 14 sayı öndeydi. O çeyrek içinde de 10 sayı üreten Wade, Allen oyuna girdiği andan maçın bitimine 1:26 kalaya kadar (serbest atış hariç) isabet bulamadı şutlarından. 14 sayı Miami lehine olan fark, 1:26 kala 8 sayı Boston lehine dönmüştü. Tabi bu noktada sadece Allen’a öne çıkarmak yanlış olur; ama Heat Celtics ikinci yarı takımca savunmada azami gayret gösterdi ve son 3 sezondur neden ligin elit takımlarından biri olduğunun cevabını verdi.

Maçın koptuğu bu bölümde de en büyük hatalardan biri geldi bence Celtics adına. Maçın bitimine 40 saniye kala Paul Pierce, Udonis Halsem ve Quentin Richardson’ın savunmasında kenara kadar geldi ve dengesini kaybederek düştü ve olduğu yerde kıvranmaya başladı. Bunun üzerine Garnett ve pozisyonun içindeki Richardson, Pierce’ın yanına gittiler. Pierce omzunda bir sorun olduğunu ima ederken, Richardson bir şey olduğunu düşünmediğinden orada Garnett’le ağız dalaşına girdi. İki oyuncunun da birbirinin üzerine yürümesiyle ortalık karıştı ve Garnett ise biraz önce ağız dalaşına girdiği rakibi Q-Rich’in yüzüne masum(!) bir dirsek darbesi geçirdi, Jermaine O’neal, Glen Davis’i bir hamlede yedek sandalyelerine oturttu. Ortalığın bir anda bu şekilde karışmasının ardından hakemler Garnett’i oyundan ihraç ettiler. Quentin Richardson maç sonundaki açıklamasında Pierce’a hiçbir şey yapmadığını ve o yerde kıvranırken ona bir şey demediğini söylemiş. Ardına da eklemiş: “Ben sadece yerde ağlayan bir adam gördüm. Dinlenmek için epey yapıyor bunu o(Pierce). Garnett’le Pierce birer aktrisler.” Garnett’in bu konuda NBA’in en yaramaz oyuncularından biri olduğunu biliyoruz. Hatta “Trash-talking” kavramının bir numaralı lideri sayılabilir; ama böyle bir ortamda bunu yapmanın hiçbir gereği yoktu. İkinci maç için Garnett muhtemelen ceza alacaktır. İkinci maçta takımını yalnız bırakması, bu sonucu tam kestirlemeyen seride çok önemli bir unsur. Geçen sene o yokken bu takım Chicago’yu zar zor eleyebilmişti. Onun yokluğunda alınabilecek gereksiz bir mağlubiyet Heat’e çok büyük bir motivasyon kaynağı olabilir. Wade’in sağı solu belli olmaz ne de olsa. Ayrıca Tony Allen’dan da böyle bir performans daha gelmez tahminimce.

Tüm olayları bir kenara bırakıp oyuncuların performanslarına gelecek olursak; Garnett bir sezon aranın ardından, ilk playoff maçına çıktı. Hatırlarsanız son maçını 2008 finalinde Lakers’a karşı 6. maçta oynamıştı. O maçta 26 sayı, 14 ribaund, 4 asist, 3 top çalma ve 1 blokla oynamıştı. Dün gece ise yine hem savunma hem de hücum yönüyle takımı içinde öne çıktı. Süper yıldız 10 şutunda bulduğu 6 isabetle 15 sayı, 9 ribaund, 3 asist, 2 top çalma ve 1 blokla oynadı. Yalnız maçın sonundaki kavgayla durup dururken kendini zora soktu yıldız oyuncu. Rondo 11’de 4 ile 10 sayı, 10 asist ve 7 ribaundluk bir performans sunarken, Pierce da 16 sayı ve 5 ribaunluk katkı verdi. Yalnız takımın asıl “Allen”ı Ray Allen sadece 8 sayıda kalarak takımının maçtaki skorer eksikliği sııntısını gideremedi. Maçın sürpriz yıldızı Tony Allen, 12’de 7 ile 14 sayı bularak playoff sayı rekorunu kırdı kendi adına. Ayrıca 3 top çalma ve 2 bloğu da savunmadaki gayretini gösterdi.

Heat’de ise Wade 18’de 11 ile 26 sayı, 8 ribaund, 6 asist, 3 top çalma ve 2 blokla yine takımının tek tabancası oldu; ama çoğunu Tony Allen’ın savunmasındayken yaptığı 7 top kaybıda kendine hiç yakışmadı. Yine de direncini kaybetmemiş, aksine daha bir perçinlemiştir bana kalırsa Wade. Eğer 3. çeyrek ve 4. çeyrek biraz daha oynayabilse hiç zorlanmadan ceplerine koyabilirlerdi maçı. Bu 85-76'lık yenilgi de onlara büyük ders olmuştur umarım.

Üçüncü çeyreğin ortalarından itibaren seviye atlayan ve 2008'deki kadar sert bir hale gelen Celtics savunmasının katkısını es geçmemeliyiz. Zira maçın kazanılmasındaki tek neden buydu Celtics adına. Wade'i bile durdurdular. Yavaşlattılar demiyorum bakın, Wade durdu, o durunca Heat de durdu. Müthiş yardımlar ve rotasyonlar gördük Celtics defansından... / Can

2 FARKLI FIKIR:

bawfulafterdark dedi ki...

basketbawful'da o espri yapılmış western'a bestern demesi mütiş olmuş :D

r7bertpires dedi ki...

pierce'la kg'ye aktör değil aktris dedi q-rich. =D güzel laf koymuş, takdir ettim. :)