
Spurs ilk çeyreğe Ginobili ve McDyess’ın ikişer basketiyle başlarken Dallas’lı oyuncular daha basket atamadan üç kere faul çizgisine giderek “cüsse” avantajını kullanmaya başlamışlardı bile. Üst üste iki faul yapan Jefferson yerini Bogans’a bıraktı ama maç boyunca ikisi de (en azından hücumda) etkisiz elemanı oynadığı için Spurs adına pek fark yaratmadı bu değişiklik. Ardından iki takım da hücumda kısa süre bocaladıktan sonra Nowitzki’nin maçın geri kalan kısmının hikayesini yazacak olan basketlerinden ilk ikisi gelip Dallas’ın yakaladığı seriyi 10-2'ye çıkarınca Popovich mola almak zorunda kaldı. Molanın ardından oyuna Parker girdi ama Spurs yine de üst üste Duncan üzerinden oynadı hücumları. İlk ikisininde başarılı olamayan Duncan sonradan iki isabet bulsa da bu çeyrekte elinden kaçırdığı üç topla hafif baltaladı diyebiliriz. Ayrıca 4 dakika kala Manu’nun oyundan çıkıp yerini tekrar Hill’e bırakmasının ardından Jason Kidd kendini üç kere bomboş buldu ve Spurs’ü attığı 5 sayıyla cezalandırdı. Bu çeyrekte bir kere de Marion’ı kaçırdıklarını hatırlıyorum, onun dışında San Antonio savunması yerinde ve sorunsuz gözüküyordu. Hiç olmazsa Dirk’ün yapacaklarına başlamadan önceki durum buydu. Sonlara doğru Parker iki orta mesafeli basketine rağmen çeyrek 18-23 Mavericks üstünlüğüyle kapandı.

Neyse, maça dönecek olursak Duncan’ın oyuna girdikten sonra hook atışlarıyla bulduğu 6 sayıya Nowitzki’den savunanı hayattan bezdirecek iki basketle cevap geldi. Butler’ın güç avantajını kullanıp alçak postta geriye çekilerek isabet bulduğu şutlarının ardından San Antonio da üst üste top kayıpları yapmaya başlayınca fark bir ara 8’e kadar çıktı. Az gelebilir ama çekişmeli geçen ilk yarının en büyük farkıydı bu. Manu ve Duncan ardından durumu toparlayıp farkı 2 sayıya indirmeyi başarsalar da Nowitzki maç boyunca yaptığı gibi saçma bir şutu sayıya çevirip üstüne faul hakkı da kazanınca devreye 45-50 Dallas üstünlüğüyle girildi.
Spurs ilk yarıda %57’yle şut attı ama savunmada 8 ribaund verdiler, hücumda da 11 top kaybı yaptılar. 11 top kaybı da çok fazla ama asıl sorun verilen ribaundlarda. Bazen içeride uzunlar anlamsız şekilde tiplediği için hücum ribaundu olarak yazılır istatistiklere ama Spurs’ün ilk yarıda verdiği ribaundların hiçbiri öyle değildi. İyi savunma yaptılar haklarını yemeyelim ama bu ribaundlar yüzünden fark daha da yüksek olabilirdi. Ginobili ve Duncan gibi iki yıldızları olmasa çok daha aciz durumda görebilirdik Spurs’ü yani.

Spurs son çeyreğe 3 top kaybıyla başlayınca fark Butler’ın basketleriyle 12’ye kadar çıktı. Popovich daha ikinci dakikadan molayı alıp Duncan ve Bonner’ı oyuna soktu kurtarıcı olarak. Dallas hücumda kusursuz oynayan Nowitzki’de ısrarcı olmamayı seçince harcanan hücumlar sonrası 11’de 4’lük bir seri yakalayarak skoru 80-85’e kadar getirmeyi başardı. 5 sayılık fark bir süre değişmedi ancak yine Nowitzki sahneye çıkıp 4 sayı üretti. Spurs hücumda da tıkanınca farkı uzun süre 10 sayı civarında götüren Mavericks maçı 94-100 kazandı. Tabii farkın 6 sayı olduğuna kanmayın, San Antonio’nun son 4 sayısı Dallas’ın oynamayı bıraktığı süre içinde geldi.

Spurs cephesinde ise Duncan ve Ginobili ikilisine Parker ve biraz da McDyess dışında hiç yardım gelmedi. Duncan 20’de 12’yle 27 sayı atıp 8 ribaund alarak takımının iki alandaki lideri olurken Ginobili 17’de 10’la 26 sayı 6 asist 3 top çalmayla oynadı. Tony Parker kenardan iyi katkı yapsa da zaman zaman fazla uzun kalan Dallas pota altında kayboldu. Sayılarının neredeyse hepsini Kidd’den sıyrılıp attığı orta mesafeli şutlarla üretti. Biraz daha agresif olmayı deneyip faul yaptırabilirdi bana kalırsa. Çünkü ilk yarıyı geride kapamalarının sebeplerinden biri de Dallas’ın çizgiye daha fazla gitmesiydi. Spurs takımı ilk serbest atışlarını ilk yarının bitimine 3 dakika kala kullandı.
Serinin geleceğiyle ilgili tahmin yürütmek gerekirse, Nowitzki’nin her maç bu kadar özel oynayacağını düşünmüyorum ama daha kullanmadığı ve etkili olabilecek silahları var. Mesela sayılarının neredeyse hepsini potaya yakın kullandığı şutlarla buldu. Hiç üçlük denemesi yok. Ayrıca ayakları yavaş uzunlara karşı potaya gitmeyi sevdiğini de biliyoruz. Dallas için bir önemli faktör de, bu yazı içinde adını ilk defa kullanacağım Terry. Çünkü maçta döküldü resmen, galibiyette hiç payı yoktu. Onun da en az iki tane iyi maç çıkarmasını bekliyorum, bunlar Spurs’ü zorlayabilecek faktörler. Spurs cephesinde de Jefferson’ın silkinip uyanması lazım artık. 4’te 1’le 4 sayı atmak nedir bir playoff maçında? Skora müthiş katkı yapmasa bile savunmada gereken gayreti göstermediğini düşünüyorum. Sonuç olarak bu maçta Nowitzki’nin gerçek dışı performansını saymazsak Spurs savunmada çok da kötü gözükmedi gibi. Yine de Spurs taraftarı olmam rağmen benim fikrim Dallas’ın daha çok silahı olduğu için seriyi 4-2 veya 4-3 kazanacakları yönünde
0 FARKLI FIKIR:
Yorum Gönder