BIY AD

19 Nisan 2010 Pazartesi

Lakers - Thunder Serisi İlk Maç (87 - 79)

Geçtiğimiz senenin şampiyonu Lakers ile bu sezonun en çok takdir toplayan takımlarının başında gelen Thunder eşleşmesinde, normal sezonun son 4 maçıyla birlikte büyük bir ivme kaybeden son Şampiyon’un, Kobe’nin de sakatlıklarla boğuşması yüzünden dinamik Thunder önünde zaman zaman zorlanacağı fakat tecrübelerini ön plana çıkararak seriyi geçecek takım olacağı tahmin ediliyordu. Kaldı ki Los Angeles temsilcisinde yolunda giden şeyler de yok değildi, Bynum’ın sakatlıktan dönmesi gibi…

Bu eşleşme birçok guzel matchupı bünyesinde barındırması bakımından ilgi çekiciydi. Bir yanda ligin sayı kralı (ki bu ünvanı en genç yaşta kazanan oyuncu) Durant, ligin belki de en iyi 3 numara savunmacısı Artest ile – diğer yanda ligin en iyi skorerlerinden süper yıldız Kobe, bu sene DPOY için ismi sıkça anılan Sefolosha ile karşı karşıya gelecekti. Pota altında Bynum-Gasol ikilisinin Gren-Krstic ikilisine ağır basması, Lakers’ın zayıf halkası Fisher’in Westbrook karşısında zorlanması bekleniyordu.

Serinin ilk karşılaşması dün gece Staples Center’da oynandı. Karşılaşma karşılıklı basketlerle başlarken, 14 maç aradan sonra parkelere dönen Bynum’ın basketi çok özlediği her halinden belli oluyordu, Gasol ile birlikte ilk dakikalardan itibaren beklendiği gibi pota altında etkili olmaya başladılar. Thunder ise, buna dış şutlarla yanıt vermeye çalıştı. İlk çeyreğin ortalarına doğru tecrübesiyle oyuna ağırlığını koyan Lakers, hücumda sürekli pota altına top indirip Gasol-Green eşleşmesindeki avantajı iyi kullandı. Bu dönemde Gasol, Green’le bire bir kaldığı pozisyonlarda fizik üstünlüğü sayesinde skor üretirken, aynı zamanda kendisine gelen ikili sıkıştırmalarda dışarıdaki boş adamları görerek oyun zekasını adeta konuşturup, Lakers hücumuna yön veren isim oldu. Bu sebeple Fisher, ilk dakikalarda beklenenden çok daha fazla top kullanmış oldu(bunları da fena kullanıdığı söylenemez, üst üste 3lükler attı). Artest’in etkili savunmasıyla Durant’i kilitlemesi, Westbrook’un da oyuna tutuk başlaması, zaten hücum yelpazesi dar olan Thunder’ın bocalamasına ve farkın açılmasına neden oldu. İlk çeyrekte Odom’ın girmesiyle birlikte triangle offense Lakers adına beklenen sonucu verirken, set hücumunda sadece Durant’in eline bakan Thunder, hızlı hücumlardan bulduğu sayılarla ayakta durabildi, ancak karşında bir şampiyon olunca, bu hücum anlayışı tabiî ki yeterli olmuyor. Nihayetinde periyot sonuna doğru yakaladığı 17-5’lik run ile Lakers, çeyreği 27-13 önde kapattı.

İkinci çeyreğe Collison, Ibaka uzun rotasyonuyla başlayıp pota altındaki size sorununu çözmeyi deneyen Brooks’un hamlesi işe yaradı. Thunder’ın hücumda Durant’in toparlanması ve fast breakten bulduğu sayılara, Lakers benchinin savunma ve hücumdaki konsantrasyon eksiklikleri de eklenince fark yavaş yavaş eridi ve Phil Jackson mola almak zorunda kaldı. Mola sonrası Kobe’nin oyuna girmesiyle toparlanan Lakers, uzunlarıyla hücum ribaundlarını zorlayınca, bu ribaundları alamasalar da rakibplerinin de hızını kesip, fast break sayılarını engellemiş oldular. Bu dönemde pick’n roll savunmasını iyi yapan ve rakibi zor şutlara yönlendiren Lakers yakaladığı 8-2’lik seriyle oyunun momentumunu kendi lehine çevirmesini bildi. Thunder’ın hücumda durağan olması da bu dakikalarda ev sahibi ekibin ekmeğine yağ sürdü. Çeyreğin geri kalan kısmında, o ana kadar maçın en etkisiz ismi olan eski UCLA’li Westbrook sazı eline alarak takımını hücumda tek başına sırtladı ve farkın kapanmasını sağladı. İlk 17 dakika skor üretemeyen Westbrook, Fisher savunmasında en önemli özelliği olan deliciliğini kullanarak art arda sayılar bulunca ilk yarı 47-39 Lakers üstünlüğüyle tamamlandı.

İlk yarıda dikkatimi çeken iki olay; topsuz alanlarda Gasol’un Collison’a, Bynum’ın ise Jeff Green’e sözlü ve fiili sataşmalarıydı. Ayrıca %41 ile hücum eden Lakers’ın %44 ile hücum eden Thunder karşısında devreyi 8 sayıyla önde kapaması ilginç bir istatistik olarak göze çarptı.

İkinci yarıya ilk yarıda bıraktığı gibi başlayan Westbrook, üst üste sayılar bulunca, Lakers onu Kobe ile durdurmaya çalıştı ve bu hamlenin ardından ilk hücumda 24 saniyede şut bulamadı konuk Thunder. İlerleyen dakikalarda Lakers’ın savunma dozajını arttırması ve hücumda Artest ile boş şutlardan isabet bulamaması, ev sahibi ekibin kontrolü elinde bulundurduğunu göstermesinin yanı sıra, epey kısır bir sekans izlememize de sebep oldu.(Bu dakikalarda Kobe’nin Dunrant’e yaptığı Lebronvari bloğu da hatırlatmakta fayda var.) Daha sonra yorulan Kobe’nin yerine Westbrook’un savunmasına yeniden Fisher’ı veren Phil Jackson’a anında cevap veren Westbrook, hücumda oldukça dominant olmaya başladı. Ancak Gasol’un üst üste bulduğu yüksek post sayıları ve Lakers kısalarının hücum ribaundlarını kovalayarak yarattığı ikinci şanslar sayesinde fark korunmuş oldu. Çeyreğin sonuna doğru Odom’dan da skor adına katkı bulan (ilk sayılarını bu çeyreğin bitimine 1dk. kala bulabildi) Lakers, son çeyreğe 64-56 önde girdi.

Son çeyreğe Bynum ve 4 yedekle başlayan Lakers, hücumda Farmar ile sayılar bulurken, Thunder cephesinde maç boyunca ortada görünmeyen Green, çeyreğin başında ortaya çıkarak, takımın skor yükünü çekti. Artest-Kobe ve Fisher’ın oyuna girmesiyle birlikte oyunun üstünlüğünü yeniden ele geçiren Lakers, hücumda Kobe ile etkili olurken, Durant’e hücumda arkadaşlarından screen gelmeyince, bire bir hücumda Artest’in savunmasına takılan yıldız, bu çeyrekte de etkili olamadı. Ancak faullerden bulduğu sayılarla skor üretmeyi başarabildi. Bitime 3 dk. kala farkı 6 sayıya kadar indiren Thunder’a, bu dakikadan sonra hücumda iyi karşılık veren Lakers, karşılaşmadan da 87-79 galip ayrıldı.

MAÇTAN NOTLAR: Thunder adına ilk playoff maçlarına çıkan isimlerden Kevin Durant 7/24 saha içi isabetiyle(8’de 1 üçlük), pozisyonları gereksiz zorlamasıyla ve yaptığı 4 top kaybıyla, Jeff Gren ise bulduğu yalnızca 10 sayıyla beklentilerin oldukça altında kalırken, Westbrook 3’te 0 ile başladığı maçı 16’da 10 saha içi isabetiyle tamamlayarak 23 sayı buldu ve Thunder’ın en etkili ismi oldu. Lakers cephesinde ise sakatlıktan dönen Bynum 13 sayı-12 ribaunt ile, Gasol ise 19 sayı-13 ribaund ile double double yapan isimlerdi. Son dönemde kariyerinin en formsuz maçlarını oynayan Kobe, düşük şut yüzdesiyle attığı 21 sayı ile maçı tamamladı. Ayrıca Lakers kısalarının oldukça düşük yüzdeyle şut atmalarına rağmen, uzunların pota altındaki dominasyonu galibiyetin en büyük etkenlerindendi.

SERİNİN GİDİŞATI: Lakers’ın en büyük sorunu olan bench katkısı, serinin ilk maçında da istenen düzeyde değil beklenen düzeydeydi. Takımın son dönemdeki formsuzluğu bu maçta da bariz bir şekilde devam etti, ikinci ve üçüncü çeyrekte toplam 37 sayı bulabildiler. Kobe bugün 12’de 7 serbest atış oranıyla oynadı, bu da onun devam eden formsuzluğunun en büyük nedeninin sakatlık olduğunu gösteriyor. Seriyi bu şartlar altında geçeceklerdir, ancak mevcut şartlar devam ederse ilerleyen turlarda işleri çok da kolay görünmüyor. Thunder’da heyecanları her hallerinden belli olan genç isimler, hücumda bir türlü koordine olamadılar. Westbrook ve Durant haricinde tüm oyuncular bırakın sorumluluk almayı, bunun için çaba bile göstermediler. Açıkçası 48 dk. boyunca tek bir an bile maçı kazanabileceklerine dair ışık veremediler. Umuyorum bu heyecanı bir an önce üzerlerinden atarlar da biz de daha güzel ve zevkli bir seri izlemiş oluruz.

4 FARKLI FIKIR:

Adsız dedi ki...

westbrook şimşek gibi çakıyor namussuz! Önümüzdeki maçlarda durant biraz kendini toplarsa lakers'ın işi çok zor.

H.Y. dedi ki...

Basketbolda çalışmak önemli , yetenek önemli, zeka önemli ama en başta mentalite önemli. OKC'nin mentalitesi onlara çok büyük engel oldu inanmıyorlardı ki kendilerine bakın Suns karşısındaki Blazers'a inanç bu kadar önemli bir faktör. İnancın yoksa rakip defans daha iyidir inanç yoksa senin şutun kötüdür. OKC zihniyeti değiştirsin Lakers'ı yorar eleyemez ama tedirgin eder.

FBlackmamba dedi ki...

Walla söylemeye dilim varmıyor ama 10senedir kobeyi izliyorum her maçını takip etmeye çalışıyorum onu daha once bu kadar cok ust uste kotu maç çıkardığını görmemiştim C.Barkley'nin bi sözü vardı "naparsan yap 30 yaşını geçmişsen 30 yaşını geçmişsindir" veya bunun gibi bişi ;) ama solemek istediğimi anlamışsınızdır heralde.İnşallah benım tahmin ettiğim gibi olmaz sadece formsuz bır donemınden geçiyodur keske sezon içinde kendini daha fazla dinlendirip 2 sezon sakat sakat oynamakta ısrar etmeseydi adamın parmağı kırılıyo basit bi sezon maçında illaki sahaya cıkıyo tamam saygı duyulacak bısı kobeyı kobe yapan da bu belki ama bazende mantıklı davranıp kendisini koruması lazım yani kobeyı kobeden korumak lazım bazen.umarım sonun başlangıcı değildir bu. kobe ole ıverson ,tmac gibi kariyerinin sonlarına doğru geri planda kalmayı kabullenecek bi oyuncu değil. Lets Go LA!!! Busenede şampiyoonuz

PiRLi Kahlov dedi ki...

Bu amerikalılar tezahürat yapmayı bilmiyorlar, öğretmek lazım..

Durant haydi faul alsanaaa alsanaa!! cümlesini ve türevlerini kurmalarını bekledim tüm maç boyu bir tek airball diye bağrışları geldi kulağıma.. :)