BIY AD

27 Nisan 2010 Salı

Bobcats - Magic Serisi 4. Maç (90 - 99)

“Ve bir seri aramızdan ayrılır”. Bugünün yazısının teması bu olsun. İlk turda sonunda bir turun bitmesi ve paralelinde görevimizin bir süreliğine azalmasının sevincini yaşarken, bir yandan da Charlotte’ın playofflar tarihine ilk çıkışının süpürülmeyle sonuçlanmasını üzüntüyle karşılıyorum. Ben Brown ve ekibinin Howard’ın adamakıllı dakika alamadığı bu eşleşmede en azından bir galibiyet almasını bekliyordum; ama kısmet değilmiş, ne yapalım.

Charlotte’ın kısaca playoff macerasına bakarsak ne görürüz karşımızda? Sanırım ilk olarak savunma üzerine kurulmuş ligdeki nadir takımlardan biri derdim. Hani Milwaukee de var; ama onlar Bogut’u kaybettiklerinden beri savunma adına hiçbir direnç gösteremediler. Bobcats ise özellikle Larry Brown’un telkinleriyle inatla basketbolunu savunma temeli üzerine kurdu. Sene başından beri yaşadıkları skorer sıkıntılarını Stephen Jackson’la dindirmişlerdi; fakat o da playofflarda maalesef çok fazla katkı veremedi. Zaten Orlando gibi savunulması zor bir takıma karşı savunmada her oyuncu elinden gelen azami gayreti gösterse bile hücumda bir şey yapamadıktan sonra imkanı yok kazanamazsınız. Magic’de tek bir skorer yok ki, savunulduğunda takımın geri kalanı sussun. Her oyuncu skorer. 4 oyuncunun dış şutu var. Bobcats’in ilk turda böyle bir rakiple eşleşmesi onların şanssızlığı oldu. Mesela Milwaukee yerine onlar Atlanta’yla eşleşselerdi- Bogut biraz daha erken sakatlansa kesin eşleşirlerdi- , Hawks’ı özellikle savunma dirençleri yardımıyla birkaç maç sahadan silebilirlerdi; fakat turu geçerlerdi diyemem yine de.

Bobcats bu sonuçla süpürülerek NBA tarihinde “İlk Playoff’unda Süpürülen Takımlar” kervanına katıldı. Bundan önce 2003-04’te Grizzlies, Spurs’e; 1999-00’da Raptors, New York’a; 1996-97’de Wolves Houston’a ve de 1993-94’te dün gece Bobcats’i süpüren magic Indiana’ya süpürülmüştü tarihlerinin ilk playofflarında. Bobcats adına elbette kaybedilen bir şey yok; hatta bu gazla Jordan kendinde yeni ve iddialı bir takım oluşturmak için daha fazla güç bulacaktır. Önümüzdeki senelerde de Brown’la devam ederlerse onları çok daha iyi yerlerde görebileceğimizden hiç kuşkum yok.

Magic tarihinde 4-0’la sonuçlandırdığı 2. playoff serisini bitirdi dün gece; fakat onlar için de birkaç can sıkıcı nokta var bu sonuca rağmen. Öncelikle ve en büyük olanı Howard’ın seri içnde kontrolü bir türlü eline alamaması. Sistemleri gereği ona çok ihtiyaçları var; fakat süper yıldız dün gece Daha ikinci çeyreğin başında 3 faulunu almıştı bile. Bu turda ona hiç ihtiyaç duymamış olabilirler, fakat atıyorum finalde Cleveland’la - muhtemelen- eşleştiklerinde bakalım o zaman onun yokluğu aranacak mı? O nedenle kesinlikle sahada kalması ve hamlelerinde dikkatli olması lazım. Bu seride kendine hakim olamamasıyla karşılaştık hep. Tüm başlıklarımızı onun faul problemiyle ilgili attık. İlk üç maçta 16 faul yapmıştı hatırlarsanız. Dün gece de geleneği bozmadı ve son maçın şerefine bir 6 faul daha patlattı. Gerçi birkaç faulün hiç faulle alakası yok; ama olsun böyle olmasında onun büyük suçu var. Önceki maçlarda gereksiz faullerle böyle bir ün elde etti. Hakemler de her gördüğüne çalıyorlar artık. Yalnız çalınan faullerin ardından Howard’ın bir açıklaması var: “Beni öldürüyorlar; fakat hep fauller bana çalınıyor. Bundan sonra takma adım ‘Howard’a Faul!’ olsun”. Bu açıklama beni yerlere yatırdı gülmekten; birazcık da haklı; fakat dediğim gibi bu ortamı kendi hazırladı. Bobcats her ne kadar elense de Doğu’daki herkese Howard’ın nasıl kenara yollanacağının dersini verdi tim takımlara. İşte bu Magic için kötü oldu.

Bir başka düşündürücü nokta Vince Carter’ın 3 sayı çizgisinin arkasındaki beceriksizliği. Bugün maçı takımına kazandıran en önemli oyuncu belki; fakat şu seride ilk 15 üçlük denemesinde hiç isabet bulamadı. Maçlar boyunca toplam 17 şut kullandı ve sadece 1 isabet bulabildi. Böyle ritimsiz devam ederse o açıdan da başı ağrıyacak gibi Magic’in. Bir de isabet yüzdesi %50’nin üzerine çok nadir maç tamamladı sanırsam. Şutunu da iyi seçmesi lazım. Bu da çok önemli bir nokta. Bu kadar eleştirdik bari dün geceki performansını da aktarayım da hakkını yemeyelim. Dün gece 16 şut kullandı ve 7 şutunda isabet bulabildi. 5 üçlük denemesinde ise yalnızca tek isabeti vardı. 21 sayısının dışında 4 asist ve 3 ribaundu var. Bir diğer büyük katkı da seri boyunca 23.8 sayı ortalamasıyla kendini aşan Nelson’dan geldi. O da çok kötü attı; ama 10 kere gittiği serbest atış çizgisinden 8 kere isabet bularak yine de takımına skor katkısı verebildi. O da Orlando’nun geleneklerini bozmayarak 6 üçlük kullandı. Zaten takımca 33 üçlük kullandılar.Bu sayı biraz uçuk olsa da 13 isabet bulmak işin rengini değiştiriyor. Üçlüklerin biraz moral bozucu yönü olduğu için, özellikle maçın kritik anlarında gelen isabetler, rakibin savunma direncini kırıyor ve bu da Orlando’nun çok işine geliyor. Rahat rahat at koşturuyorlar rakip yarı sahada böylelikle.

Neyse konuyu bağlayayım: Charlotte namına kaybedilmiş bir şey yok. Larry Brown da zaten maçtan sonra seneye Charlotte dışında herhangi bir takımda çalışmayacağını söyledi. Gelecek sene yine bu sezonki gibi savaşırlarsa playofflara kalacaklardır. Öte yandan Orlando’ya dönecek olursak, cevaplanması gereken en büyük soru şu bence: Howard bu şekilde faul problemine girmesi nedeniyle az dakika alarak devam ederse, muhtemel Hawks-Magic eşleşmesinden bir sürpriz çıkabilir mi?

0 FARKLI FIKIR: