BIY AD

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Bucks - Hawks Serisi 6. Maç (69 - 83)

Playoffların ilk turunun 7 maçta sonuçlanacak ilk serisi oldu Atlanta-Milwaukee serisi. İki maç önce, durum 2-2’ye gelince bu seri, geçen seneki Heat-Hawks eşleşmesini andırmıştı; fakat Milwaukee’nin Atlanta deplasmanında aldığı sürpriz galibiyet birden bu eşleşmenin kaderini değiştirdi ve biz de herkes gibi bu eşleşmenin üzerine yoğunlaştık. Ayrıca milli basketbolcumuz Ersan’ın da takımı olması nedeniyle Milwaukee kalbimizin bir köşesinde duruyordu; ama Bogut’un sakatlığı nedeniyle bu turdan bir maç almalarına bile ihtimal vermiyorduk. Son 3 maç boyunca bizi şok eden performanslarla ve de özellikle Atlanta takımın deplasmanlarda oynadığı korkak basketbolun sonucunda Bucks seriyi 3-2’ye getirdi. Ne yalan söyleyeyim bu maçta da serinin sonuçlanmasını bekliyordum ben açıkçası. Takdir edersiniz ki Atlanta takımının da sağı solu belli olmuyor. Woodson’ın ekibi, dün Milwaukee’ye sadece 69’da tutarak hem savunma namına tedbirler alabileceğini gösterdi, hem de en zor zamanda(özellikle rakip sahada) takımca kenetlenerek serini kaderine etki ettiler. Bu maçtan sonra, bu turun galibinin Milwaukee olacağını tahmin edenlerin sayısı çok ama çok azaldı.

Atlanta ekibi adına en sevindirici unsur, Milwaukee’ye karşı da olsa, deplasmanda bir galibiyet alabilmeleri. Gerçi öteki turda bir de Orlando’nun ev sahibi avantajına sahip olduğunu düşünürsek hiç şansları yok; ama bu serinin kaybedilmesi kadar utanç verici bir şey olamazdı onlar adına. Hatırlarsanız 5. maçtan sonra özellikle Koç Woodson’a tepkiler artmış ve seneye takımın başında onu görmemek için çabalar başlatılmıştı. Dün geceki maçtan sonra derin bir oh çekmiş olmalı. Tabi bu maçın kazanılmasında özellikle 3. çeyrekteki inanılmaz seri ve oyun ön plana çıktı. Çaylak Jennings ve Salmons felaket atarlarken bile, Hawks lehine o 19-0’lık seri gelmese, yine maçı kaybederlerdi.

Özellikle bu noktada biraz Jennings ve Salmons ikilisinden bahsetmek istiyorum.”Jennings için artık playoff psikolojisini de aştı; bu dakikadan sonra ipleri eline alacaktır” demiştim 4. ve 5. maçlardan sonraki performanslarının ardından. Ne yaptı ne etti yine beni kendinden soğutmayı başardı dün gece. Bir önceki maçta takımı %55.6 ile isabet bulurken o 16 şut kullanmış ve 9’unda isabet bulmuştu. Ben bu yüzdenin bu kadar yüksek olmasını tamamen Jennings’in saçmalamamasına bağlamıştım; fakat dün gece eski haline tekrar döndü. Belki de takımda hiç kimsenin öne çıkmamasından doğan bir sürecin sonucu oluştu bu ruh hali; ama yine de özellikle 2. çeyrek mükemmel oynayan Delfino’yu daha çok oyuna katabilirlerdi. Aksine bu dakikalarda dün gece berbat şut atan Salmons, çok gereksiz şutlara kalkıştı. Takımın girmeyen her basketin devamındaki savunmaya geçiş pozisyonlarında o bezmişlik o kadar çok belli oluyordu ki, Ersan’ı bile çileden çıkardı Jennings ve Salmons’tan gelen düşünmeden kullanılan şutlar.

Bu ikili adına ilginç bir istatistik daha tutulmuş dün geceki kötü performanslarının dahilinde. Salmons ve Jennings toplamda 3,4 ve 5. maçlarda 41.3 sayı, %52 şut yüzdesi, %38.1 üçlük yüzdesi ve 9.7 asistle oynarken takımlarının galibiyetlerinin baş mimarları olmuşlardı. Dün gece ise ikiliden toplam 20 sayı, %21.4 gibi felaket bir şut yüzdesi, %8.3 gibi ondan daha da felaket üçlük yüzdesi ve yalnızca 5 asistle oynadılar. Yenilginin nedeni için başka kılıf aramaya gerek yok. Ayrıca bir de dillere destan üçüncü çeyrek var ki hemen size kabaca aktarayım: Atlanta 29 sayı üretirken, Bucks sadece 11’de kaldı. Daha da fena olay Bucks’ın koca çeyrekte 17 saha içi denemesinde sadece 3 kez isabet bulabilmesi. Zaten bu çeyreğin sonunda fark 15’e çıkınca Bucks adına düşünülmesi gereken pek bir nokta kalmadı. “Fear the Deer” yalan oldu yani.

Öte yandan bir önceki gecede, hatta bu kapsamı biraz daha genişletecek olursam, serinin tamamında kendinden beklenenin %30’unu bile veremeyen Crawford, takımın bu zor zamandaki galibiyeti almasındaki en büyük etkendi. Tecrübeli guard, 28 dakika sahada kalarak 17’de 8’le 24 sayı, 5 ribaund, 2 asist ve 1 top çalmalık katkıyla maçın koparılmasında Atlnata’nın en büyük kozu oldu. Belki de işin ciddiyetinin farkına varabilse, Atlanta’nın guard rotasyonundaki verim kat kat artacak ve aynı şekilde rakip takımın da en öenmli skor silahının iki oyun kurucu olduğunu düşünürsek, toplamda kaybedilen 3 maçtan 2’sini kazanırlardı; ama takım kimyasının böyle ortamlarda dağılmamasının ne kadar büyük önem taşıdığını gördük böylece. Playofflarda genellikle takımlar toparlanır(bkz: Spurs, Celtics); Atlanta ise aksine paramparça oldu.

1971’de kazandıkları şampiyonluğun yıldönümü olan Cuma akşamında alacakları bir galibiyet Bucks adına çok çok sevindirici olabilirdi; ama elin oğlu acımıyor ne yazık ki. Ersan için üzülüyorum yalnızca. Onun playofflarda biraz daha kendini göstermesini temenni ederdim. Tabi her şey bitmiş değil; ama ben en kötü ve en muhtemel sonucu değerlendirmek istedim. Ersan’ın ilk playoff hikâyesi burada bitecek olsa bile, biz bu yaz ondan çok şey bekliyoruz Ankara ve İstanbul’da.

Kilit Performanslar
Jamal Crawford 8/17 24 sayı, 5 ribaund
Al Horford 6/12 15 sayı, 15 ribaund, 2 top çalma, 1 blok
Joe Johnson 8/24 22 sayı, 5 ribaund, 6 asist
Josh Smith 4/11 10 sayı, 9 ribaund, 4 blok

Baltacılar
Brandon Jennings 4/15 (1/9 üçlük) 12 sayı
John Salmons 2/13 8 sayı

0 FARKLI FIKIR: