Jamison son 10 yıldır uzayda yaşıyordu herhalde: Medyada çıkan Marbury-Wizards flörtü haberlerine sevindiğini söylemiş. Şöyle tercümesini koyayım: "NBA'de, yüksek bir itibara ulaşmış, ne yapabilecekleri, her maçta takıma ne verebilecekleri belli olan oyuncular var. Marbury bunlardan biri. Onu üniversiteden beri tanıyorum, hem parkelerde hem dışarıda başardıkları ve yaptıkları çok önemli. Öyle bir oyuncu ki, gittiği takıma katkı sağlayıp çok daha iyi bir hale getireceğine şüphem yok."
İşte Marbury'nin başardıkları: Wolves onu Nets'e takas ediyor. O yıldan sonra Wolves her sene %50 galibiyet yüzdesinin üzerine çıkıyor, 4 yıl sonra da konferans finallerine kalıyor. Gittiği Nets bir önceki sene %50'den fazla galibiyet almış ve playoff'lara kalmış. Marbury geliyor ve takım 3 sene üstüste ilkbaharda tatile çıkıyor. Bu sefer Nets onu Kidd karşılığında Suns'a gönderiyor. Bilin bakalım ne oluyor? 1989-2001 yılları arasında 13 yıl boyunca playoff'lara kalan Suns ilk defa bu başarıyı elde edemiyor. Marbury'nin Suns'da kaldığı 3 senenin sadece birinde playoff'lara kalıyorlar ve yanlış hatırlamıyorsam ilk turda ilk maçı kazandıktan sonra, Spurs'e 4-1 eleniyorlar. Öte yanda Nets'e giden Kidd, 2 sene üstüste takımını NBA Finalleri'ne çıkartıyor.
Vapurdaki seyyar kalem satıcısı edasıyla: Bitti mi? Bitmedi. Bu sefer bu kanserli organı Knicks almak istiyor. Marbury takas ile New York'un yolunu tutuyor. Peki ayrıldığı Suns takımı ne yapıyor? Yerine gelen Nash'in komutası altında üstüste iki batı finali oynadıktan sonra bir de batı yarı finali oynuyor. Marbury'nin New York'ta yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Larry Brown ve en yakın arkadaşlarından Isiah Thomas ile yaşadıkları televizyon dizisi yapılsa rating rekorları kıracaktır. En sonunda Knicks de onun şişkin kontratından ve en önemlisi kendisinden kurtuldu. En son Celtics kendisini "Belki aklı başına gelmiştir de katkı verir" mantığıyla denedi ama memnun kaldıkları söylenemez.
Şimdilerde ise Avrupa'ya mı gitsem yoksa NBA'de yatacak bir takım mı bulsam diye düşünüp duran bir adam haline geldi Marbury. Şu yukarıdaki 2 paragrafın hepsi tesadüf olabilir mi? Bir adamın her geldiği takım başarısızlığa sürüklenirken, her ayrıldığı takım silkinip kendine gelebilir mi? Tesadüflere inanırım ama bu kadarına da değil. Jamison gerçekten ne dediğinin farkında değil diye düşünüyorum. Ya Marbury'i üniversiteden beri tanıyor olması onu etkilemiş ya da şu günlerde Marbury'den Jamison'ın hesabına yüklü bir miktarda para transferi söz konusu... Bildiğim birşey var ki ateş nasıl düştüğü yeri yakıyorsa, Marbury de gittiği takımı yakar.
Not: Yazı tamamen bana aittir. Marbury'nin geçmişini bir yerden alıp çevirmedim. Sadece Marbury'i öven bir açıklama görünce kendimi tutamadım.
17 Temmuz 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 FARKLI FIKIR:
"Bir adamın her geldiği takım başarısızlığa sürüklenirken, her ayrıldığı takım silkinip kendine gelebilir mi?" şöyle demişsin ya, belki de Antawn'da senin cümlenin ikinci kısmı gibi düşünüyordur. O yüzden sevinmiştir. Stephon gelir 1 sezon oynar Wizards'da, sonra onu göndeririz ve silkinip kendimize gelerek başarılı oluruz :) diye düşünüyor olabilir. :D
klavyene sağlık.bu adamın gittigi takımların hepsinin tavan yapması tesadüf olamaz.washington halihazırda güzel eklemeler yaptı takıma,suyu bulandırmasınlar boşu boşuna.
@stickman
yorumun harika
bi adam ançak böyle tanımlanır galiba
Yorum Gönder