BIY AD

25 Nisan 2010 Pazar

Blazers - Suns Serisi 4. Maç (96 - 87)

Brandon Roy, Lakers maçında Artest’e çarparak sakatlanması sonucunda sağ dizinden ameliyat olmuştu. Tahmini açıklamaya göre önünde 2 hafta vardı ki, bu da Phoenix serisini kesin kaçıracağı anlamına gelmekteydi. Herhalde hepimiz için gecenin en büyük sürprizi Roy’u kenarda formasıyla otururken görmek oldu. Portland bu sene sıkıntılardan fena çekti. Hatta çeşitli şakalar üretildi bunun üzerine de. Nasıl üretilmesin Oden ve Przybilla sezonu kapamış, Batum omuz sakatlığından 45 maç kaçırmış, Fernandez sırtından sakatlanmış ve şu anki Outlaw da ayak sakatlığından ötürü Portland’ı yalnız bırakmışlardı. Roy da bu sezon 15 maç kaçırmış; fakat sezonun son felaketi onun playofflara birkaç gün kala sakatlanarak, takımını ilk turda yalnız bırakacağı açıklamasıydı. Hatta Can da bu sakatlığı şurada forma almasına bağlamıştı hatırlarsanız.

Maçın ilk çeyreğinin bitmesine 4:06 kala Roy oyuna girdi. Tabi seyircinin onun gireceğini fark etmesinden sonra Rose Garden şenlik yerine döndü. Hiç alışık olmadığımız inanılmaz bir gürültü oluştu. 20151 kişi aynı anda ayakta alkışladı 3 kez All-Star olmuş oyuncuyu. Bu arada ilginç bir not, Roy NBA kariyeri boyunca 2 kez kenardan gelmiş. Dün gece de kenardan gelerek bu sayıyı 3’e çıkarttı. Maçın başında Portalnd çok yüzdesiz atarken, birden kenardan Roy’un oyuna girmek için ayaklanması ile seyirci coşunca, bu atmosfer Batum’a da yaradı ve peş peşe bulduğu 5 sayıyla takımını 18-17 öne taşıdı. Demek ki onlar da baya bi özlemişler kaptanlarını.

Herhalde süper yıldızın dönmesine en çok sevinen oyuncu da Aldridge olmuştur. İki maç boyunca sürekli iki oyuncunun kontrolündeydi. İlk defa bir maçta rahat rahat basket bulmanın keyfini yaşamış olmalı. Yaşadığı da her halinden belli oldu aslında. Playoff kariyerinin en özel gününü geçirdi. Maç başında ritimsiz şut atmasına rağmen, Roy oyuna dahil olduktan sonra toparlandı ve gerek pick&roll ve gerekse boş şutlardan çok rahat sayılar buldu. Toplamda 19’da 11 ile atarak 31 sayıya ulaştı ve 11 ribaund ve 3 asistiyle de her alanda katkı verdi takımına.

Maçın kazanılmasının esas anahtarı ise bana kalırsa Blazers’ın Suns’a karşı , Suns stratejisiyle oynamasıydı. Phoenix’in koş koş basketbolunu kullanarak rakiplerini kendi silahlarından vurdular. En bariz fark zaten hızlı hücum sayıları. Suns sadece 4 sayı bulmuşken, Portland 16 sayı ile bu kritik maçta en önemli farkı buradan yakaladı. Ayrıca ribaundlarda da 45’e 39 üstünlüğü var Blazers’ın. Tabi bunda Robin Lopez’in bir türlü takımına dahil olamamasının da etkisi büyük; fakat Portland’ın da uzunları konusunda ne kadar sıkıntı çektiği aşikar.

Phoenix ise maçın başına istediği gibi başladı; ama finali iyi yapamadı. Amar’e 26 sayıyla takımı arkadaşlarından sıyrılırken, 2. ve 3. maçın kahramanı Richardson bu maçta 16’da 6 da kalırken 15 sayıya ulaşabildi. Öte yandan takımın bir diğer süper yıldızı Nash 15 sayı ve 8 asistle oynamasına rağmen, Nash toplamda 6 kaybı yaparak bu çekişmeli maçta kendi vasatını aşamadı. Grant Hill ise topladığı 12 ribaund ile takımında bu alanda ilk sıraya yerleşirken, 2. ve 3. maçtaki efektif oyununu arattı ve şut oranında 3/10’da kaldı. Sadece 9 sayıyla tamaladı maçı.


LaMarcus Aldridge’in takım içinde ne kadar önemli bir rolü olduğunu anlatmak için şöyle bir istatistik buldum: Aldridge takımıyla playofflara çıktığı toplam 10 maçtaki 4 galibiyette 26.3 sayı, 52.5 şut yüzdesi, 8.3 ribaund ve 8.0 boyalı alan sayısı ile oynarken, takımın kaybettiği 6 maçta 16.3 sayı, 44.6 şut yüzdesi, 6.5 ribaund ve 5.7 boyalı alan sayısına düşmüş istatistikleri. Tabi onun bu performansında Roy’un da çok çok ekstra katkısı var elbette. Onun olmadığı dönemde Suns’ın savunma stratejisinin temelinde Aldridge vardı, şu anda ise Roy var. Bu da LaMarcus’un kendine boş alan bularak, güvendiği şutunu kullanmasına ön ayak olacak bir gelişme.

Tabi bu noktada Roy’un kullanılmasının teşkil ettiği risk de önemli. Bir playoff savaşı için 5 senelik kontratı bulunan bir oyuncunuzu feda eder misiniz? İşte bu sorunun cevabı önemli. Öyle ki koç Nate McMillan ve takım sahibi Paul Allen bunu kabullenmiş gibi gözüküyor. Onlar için bir sorun yoksa bizim Roy’u sahada izlememizden hiç şikayetimiz yok. En azından seriye biraz daha kalite gelmiş olur ve takımlar arasındaki güç dengesizliği bir nebze olsun kapanmış olur. Şu anlık bir sonraki maçta oynayıp, oynamayacağı soru işareti; fakat büyük ihtimalle 5. maçta da sahada, hatta ilk beşte göreceğiz onu. Yine de söyleyelim bir ameliyattan dönüp 8 gün sonra ilk maça çıkmak biraz cahil cesareti ister. Takımına çok değer verdiği aşikar; ama kendini ve basketbol geleceğini de düşünmesi gerekiyor. Bu takım zaten şampiyon olamayacak. Eğer onun için geri geldiyse birinin ona bunu söylemesi lazım.

2 FARKLI FIKIR:

Adsız dedi ki...

Bu maç göstermiştir ki bayless gibi cevher dururken fernadez gibi çapsıza bu kadar dakika vermek ahmaklıktır. Serinin geri kalanında da bayless böyle oynar fernandez benchte oturmaya devam ederse blazers 4-3 bitirir bu işi.

Adsız dedi ki...

fernandeze uzanan eller kırılsın. asıl çapsız baylees. gitsin streetball oynasın